Bir kez daha Hıdırellez’e ermenin mutluluğu içerisindeyiz. Yazın başlangıcının müjdcisi olan Hıdırellez eskiden Bartın’da, artık günümüzde unutulan güzellikteki etkinliklerle kutlanırdı.
Hıdırellez, Türk dünyasında kutlanan mevsimlik bayramlardan biridir. Hızır ve İlyas'ın yeryüzünde buluştukları gün olduğu kabul edilip kutlanmaktadır.
Her yıl Hıdırellez’in gelmesi ile geneleksel inanışların gerekleri de yerine getirilirdi. Halen de çok az kişi tarafından da olsa sürdürülüyor bu gelenekler. Bunlardan biri mayasız hamur ritüelidir. Mayasız hamur geceden hazırlanarak ev içinde ya da dışarıda bir yere koyularak sabaha kadar beklenir. Eğer sabah bakıldığında hamur, konulduğu kaptan taştıysa “Hızır Aleyyisselam ve İlyas Aleyyisselam buluştu” ya da “Hızır Aleyyisselam geçti” denir.
Tutulan niyetle gül dibine para, ev, araba ya da çocuk gibi beklentileri ifade eden nesneler ya da kağıt üzerine çizilen resimler bırakılması da başka bir Hıdırrellez ritüelidir.
Gelelim bugün sizlerin beğenise sunduğumuz fotoğrafa... Bundan tam 68 yıl önce bugün Pelenkoğlu’na ait çimento dolum tesislerinin olduğu yer Yirmibeşkuyu mevkiydi. Burası yüzyıllar boyunca Bartın’da ikamet edenlerin Hıdırellez kutlamalarına evsahipliği yapmıştı. Mayıs ayının ilk Pazar günü buraya, Bartın’ın kırsal kesimlerinden ve kent merkezinden insanlar adeta akın ederdi. Sabahın ilk saatleri ile birlikte Bartınlılar yiyecekleri ile birlikte çoluk çocuk Yirmibeşkuyu mevkiine giderek ırmak kenarında etkinliklere katılırlardı.
O gün Yalı mevkiinde bulunan iskeleden büyük ahşap gemilere doluyan vatandaşlar Hıdırellez kutlamalarının yapılacağı Yirmibeşkuyu mevkiine giderlerdi.
Günboyu çelitli eğlencerin düzenlendiği bu yerde sandal gezileri yapılır, çalgıcılar ve köçekler eşliğinde oyunlar oynanır, akşam kadar yenilir içilirdi.
Zaman zaman sabah saatlerinde güzel ve açık olan hava aniden değişir, yerini serin ve yağışlı bir havaya da bırakırdı. Böyle olduğu zamanlarda da vatandaşlar, “Öküzün bir dalı görmüş, bir dalı görmemiş” diyerek yaz yağmurunun gelip geçici olduğunu ifade ederlerdi.
Irmak üzeride yapılan sandal sefaları da dillere destandı. Kızlar, sandalın içinden diğer sandallarda olan yavuklularına maniler atarlar, erkekler de cevap verirdi.
Bartın’da “Hıdırellez Kuzusu” diye bir tabir vardı eskiden. Nişanlı çiftlerden erkek tarafı bir kuzu kestirdikten sonra içini pirinçle doldurup odun fırınında pişirttikten sonra bunu kız evine gönderirdi. Erkek tarafı kız tarafının evine giderek ya da önceden kararlaştırılan farklı bir yerde bunu birlikte yerlerdi.
Hıdırellez kutlamalarına yüz yıllarca evsahipliği yapan bu yer 1973 yılından sonra toprak ve molozlarla dolduruldu ve devlet tarafından satıldı. O günlerden bize kalan ise işte bu fotoğraf ve benzerleri ile hatıralarımız oldu.