İnkum, sürekli konuşmalarımızda gündeme getirdiğimiz bir yer.
Hatta ‘Karadeniz’in İncisi’ olarak da değerlendiriliyor.
Özel İdare tarafından İnkum gözden çıkartılmış durumda.
Turizme yönelik hiçbir çaba gösterilmiyor.
Sebebi biraz da sanıyorum siyaset.
Diyeceksiniz ki, ‘Hizmetin siyaseti mi olur?’
Yoruma açık olduğu için takdiri size bırakıyorum.
Gelelim konumuza.
Özel İdare aslında kendi eliyle İnkum’daki turizmi bitirdi/öldürdü.
Ne mi yaptılar?
Vali Seyfettin Azizoğlu döneminde belki de İnkum’un en güzel alanını 4 tane beton villa ile doldurarak turizm çeşitliliğinin önünü tıkadılar.
Bizler de dahil olmak üzere (istisnalar hariç) hepimiz sessiz kaldık ve adeta uyuduk.
Seyrettik.
O alan daha güzel değerlendirilebilirdi.
Turizm hareketliliği açısından bir çok proje yapılabilirdi.
Kaldı ki, Özel İdarenin böyle villalara ihtiyacı yoktu.
Karşıdaki alanda, denize sıfır yerde zaten Özel İdare’nin tesisleri vardı.
Beton villaları İnkum’un en geniş ve en güzel alanına yapacağınıza, Özel İdare’nin dediğim yerdeki tesislerini bakım onarım ile kapasitesini artırabilseydiniz şu an İnkum’da farklı bir turizmi konuşuyor olabilirdik.
Güzelim alan heba oldu gitti.
Şimdi bu projeye imza atanlar İnkum’un turizm açısından önünü nasıl tıkadıklarını izlesinler.
Bir zamanlar bizim sessiz kalıp izlediğimiz gibi izlesinler.
‘İnkum’dan Bartın Belediyesi sorumlu’ diyebilirsiniz.
Belediye kendi kaynakları ile gerekenleri yapıyor.
Savunmuyorum.
Her şey yeterince yapılmadı.
Ancak Belediyeyi turizm konusunda tek başına bırakmak çok yanlış.
Topyekun İnkum’u Bartın’ın bir mahallesi yapmalıyız.
Bir sezonu da sadece konuşarak geride bırakmanın üzüntüsünü yaşıyoruz.
Olumsuzluklardan bahsetmek istemiyorum.
Herkes haklı.
Trafik konusunda da, temizlik konusunda da ve kaldırımlar ile kumsalda pansiyon şeklinde konuklamalarda da haklısınız.
Umuyorum ve umuyoruz ki, İnkum hepimizin arzu ettiği konuma gelecektir.