Mecliste olanları sonradan izledim.
Belediye meclis toplantısı öncesinde istenmeyen durum yaşanmış.
Baştan keşke yaşanmasaydı, diyorum.
Kötü niyetle yapılan bir durum olduğunu düşünmüyorum.
Gazeteci arkadaşlar da, bilerek, tasarlayarak böyle bir tabloyu oluşturmaz.
Belediye Başkanı da anlık tepki vermiş.
Aslında gazeteciler ve belediye başkanı gibi yetki ve sorumlulukları olanlarla, imzalanmamış bir centilmenlik anlaşması vardır.
Bunun dışına pek de çıkılmaz.
Kaldı ki, konuyu yaşayan gazeteci arkadaşımızın yıllardır duruşunu hepimiz biliriz.
Belediye Başkanı Hüseyin Fahri Fırıncıoğlu’nu da iyi tanırız.
Her iki tarafından ani gelişen bu durumda, konunun kendileri dışına çıkması da hoş olmamış.
Dışarıya farklı bir tablo sergilenmiş gibi görünüyor.
Şahsım adına konunun dışından yorum yapmak istemiyorum.
Ayrıca kamuoyunda ‘gazeteciler sindiriliyor, mobbing uygulanıyor’ gibi söylemler konuşuluyor.
Valla kimseye ‘bunu neden yapıyorsun?’ demedi, demez de.
Üstelik Belediye Başkanı Hüseyin Fahri Fırıncıoğlu kibar ve beyefendi bir yapıdadır.
Eğer bir tepki koymamız gerekiyorsa, ona da koyarız.
Ama her iki konunun muhatabı sessiz kalmışsa, bize laf söylemek düşmez.
Kimseden çekindiğimiz yok, korkumuz da olamaz.
Her iki muhatap aralarında bu konuyu çözer.
Aralarında halledebilecekleri bir konunun bu kadar büyütülmemesi gerekir.
Abonelik ve işe alımlar ile ilgili bu konuyu bağdaştırmamak gerekir.
Herkes eşini, dostunu, çoluğunu, çocuğunu işe sokmak ister.
Sen eşini, dostunu, çocuğunu işe soktun diye kimseye laf söylemek düşmez.
Sen onun çocuğunu, onun eşini dostunu işe aldın diye de sorgulanmaz.
Bunlar hoş değil.
O’nun yakını işe girmiş, o belediyeyi eleştiremez, yanlışını göremez…
Bu çok yanlış bir tutum.
Abonelik konusu da öyle.
Belediye kurumsal bir yapıya sahip.
Çalışmalarını, projelerini veya kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik duyurularını basın üzerinden yapar.
Bunun karşılığında da bir işbirliği protokolü hazırlar.
Her iki taraf da imza atar.
Ahmet’e farklı, Mehmet’e farklı bir tarife uygulanmaz.
Günlük gazetelere, haftalık gazetelere belirli bir tarife vardır ve bu tarife hükümlerince abonelik uygulanır.
Bunun dışına belediye çıkmaz.
Yani ‘Belediye basına para veriyor’ algısı oluşturmak da yanlıştır.
Doğrusu tam da dediğim gibidir.
Bartın Belediyesi yıllardır basına karşı desteğini vermiştir.
Bundan sonra da verecektir.
Kaldı ki, basın ile karşı karşıya getirilmeye çalışan Belediye Başkanı Hüseyin Fahri Fırıncıoğlu, göreve başladığı günden itibaren tüm başkanların yaptığı gibi basını önemsemiş ve desteklemiştir.
Diğer başkanlar gibi bir telefon kadar bize yakındır.
Sever, sayar, ayırım da yapmaz.
Gazeteci arkadaşımızın da kişiliğini biliriz.
O da başta dediğim gibi planlı böyle bir durum asla yapmaz.
O gün tekrarlamak gerekirse, anlık yaşanan bir durum söz konusudur.
Yerel seçimler öncesinde gazetecileri ve belediye başkanını karşı karşıya getirme çalışmaları hoş olmamıştır.
Son olarak CHP’li belediye meclis üyesinden de bahsetmek istiyorum.
Avukat Ahmet Çavuşoğlu.
Ya Allah aşkına kasıtla ‘Burada da ses kayıt cihazı var’ demiş olabilir mi?
Yani ‘Benim masamda da var. Bunun altında bir şey aramayın’ demek istemiştir.
Bu konuda farklı anlaşılmıştır.
Sayın Çavuşoğlu da, basına karşı bu zamana kadar ilgili ve saygılı olmuştur.
O’nun da basın ile karşı karşıya getirilmesini yanlış buluyorum.
Son olarak Bartın basını Hür’dür…