2001 yılının sonu veya 2002 yılının başı. Görevde DSP, ANAP, MHP koalisyon Hükümeti var. O zaman arkadaşlarımın birçoğu DSP örgütlerinde görev yapıyorlar. Dolaylı da olsa ben de kişisel olarak DSP örgütlerinde bulunarak elimizden ne gelirse destek olmaya çabalıyorum.
Çalıştığım işyerinde amirlerimden birisi olan Sayın M.Rıza Yalçınkaya Bartın Belediye Başkanı olarak görev yapmaya başladı. Sayın Cafer Tufan Yazıcıoğlu DSP Milletvekili, Sayın Zeki Çakan da ANAP Milletvekili. Sayın Cemal Akın da MHP İl Başkanlığı görevinde. Sayın Hasan Taşçı da Abdi Paşa Beldesi Belediye Başkanı.
Yukarıda anılan tarihlerde Abdi Paşa Beldesi’nde kadastro çalışmaları yapılmakta. Bildiğiniz gibi Abdi Paşa Beldemiz Bartın Karabük karayolu üzerinde dağ yamacının eteklerinde kurulmuş. Konutların ön yüzleri karayoluna arka yüzleri de yamaçlara bakıyor. Evlerin arkalarında bulunan arazilerde bu konutlarda oturanların tarımsal faaliyetleri sürdürmekte. Kadastro çalışmasını yapan yetkililer bu konutların bulunduğu arazi parçalarının büyük bir oranını “orman arazisi” diye nitelendirip; kadastroya orman olarak geçirmişler. Vatandaşlar bunu öğrenince ilk çare olarak iktidarda olan siyasi partilerin örgütlerine başvurmaları çok doğal. Zamanın Belediye Başkanı Rahmetli Sayın Hasan Taşçı da bu konuyu DSP örgütünde gündeme getirdi ve çözüm bulunmasını talep etti. Bizler de tanıdığımız hukukçulardan bilgi aldık. Hukukçular bu uygulamanın yanlış olduğunu açılacak dava sonucunda vatandaşların lehine sonuçlanmasının kesin olduğunu belirttiler. Bu bilgilerin ışığı altında Sayın Cafer Tufan Yazıcıoğlu’na konuyu bildirip çözüm bulunmasını talep ettik. Ama ne yazık ki çözüm bulunmadı. Dört yüzü aşkın vatandaş bu kadastro uygulaması sonucunda ortaya çıkan sonuca itiraz ederek yargıya başvurmak zorunda kaldılar. Bir anda dört yüz dava dosyası ve bu dava dosyalarına bakacak olan Avukatlar bu davaları aldılar. Tabii o zamanki dava dosya ücreti üzerinden ücretlerini de alarak. Bundan on-on iki yıl sonra bu davacı vatandaşlar davaları kazanarak kadastro uygulaması ile ellerinden alınan arazilere kavuştular. Kadastro uygulamasını yapan yetkililerin yanlış ve haksız uygulaması nedeniyle bir anda birçok avukat için kazanç kapısı oluştu. Bu yetkili ekip adil, düzgün ve hakkaniyetli işlem yapsaydı bunlar olmayacaktı.
İcracı kurumların yaptıkları uygulamaların sonucunda haklı veya haksız nedenlerden ötürü sonucunda Yargı’ya gidilmesi çok doğaldır. Ancak icracı kurumlar yaptıkları iş ve işlemlerde aleni olurlarsa, yargıya gidilmeden de sonuçlandırılması olanaklıdır. Önemli olan herkese eşit uygulamayı sağlamak.
Bildiğiniz gibi Bartın vilayetinde yaklaşık olarak 10-12 yıldan bu yana akarsular üzerinde taşkın koruma ve akarsu ıslah çalışmaları yoğun olarak sürdürülmektedir. Bu çalışmalar yapılırken gerektiği hallerde istimlak (kamulaştırma) yapılıyor. Gayrimenkul sahiplerinin kamulaştırma bedellerini kabul etmeleri için hakkaniyetli ve eşit uygulama yapılmalıdır ki, sonucunda yargıya başvurulmasın.
Bu yazının başlığına neden olan Avukatlar işte bu aşamada ortaya çıkıyor. Bu Avukatların kim olduğunu merak edenler, istimlak yapan icracı kurumların hukuk kurumlarından öğrenebilirler. Aldıkları hiçbir davayı kaybetmeyen Avukatlar bunlar. Bunun iki nedeni olabilir. Bu istimlakları yapan icracı kurumlar hakkaniyetli davranmıyorlar, ya da bu Avukatlar çok yetenekli. Sinekten bile yağ çıkarabiliyorlar.
Yıllar geçiyor, Cumhuriyetimiz yeni yüzyıla yelken açıyor ama nedense Avukatlar icracı kurumların hataları yüzünden bol bol dava alıyorlar.
Tuttuğunu koparan, iş bitiren avukat arıyorsanız Vilayetimizdeki kamulaştırma dava dosyalarına bakın. Bu dosyalarda adlarına rastlayacaksınız nasılsa.