Belediye Şirketlerinin kuruluş nedenleri; bürokratik işlemlerden kurtularak özel kesim gibi hareket yeteneği kazanması için, özelleştirme yöntemi ile hizmetlerin verimlilik ve etkinliğini artırmak için, esnek istihdam ve esnek ücret politikasını uygulamak için, merkezi yönetimin vesayetinden kurtulmak için, ihale yoluyla özel şirketlere gidecek fonların, belediye şirketi eli ile belediyeye dönüşünü sağlamak için ve yerel halkın katılımını sağlayarak mahalli sermayeyi harekete geçirmek içindir. Tüm bu ve buna benzer nedenlerden ötürü; 03.07.2005 tarih ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Şirket Kurulması” başlıklı 70’inci maddesi şirket kurulmasına izin vermiştir. Bu madde aynen şöyledir:
“Belediye kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre şirket kurabilir.”
Böylelikle Belediyeler Şirket kurmasının yasal dayanağı sağlanmıştır.
2021 yılı istatistiklerine baktığımızda Belediyeler ve bağlı idarelerinde toplam 188 bin 238 personel (memur, sözleşmeli personel, işçi ve geçici işçi) istihdam edilmektedir. Bu idarelerin bünyelerinde yer alan şirketlerde toplam 527 bin 674 çalışan vardır. Dolayısıyla şirketlerde istihdam edilen personel sayısı belediyelerde istihdam edilen personelden yaklaşık 3 kat daha fazladır. Söz konusu şirketlerin personel sayısı, bütçeleri ve yerel hizmet sunumunda üstlendikleri fonksiyon da dikkate alındığında anılan şirketlerin Belediye Meclisinin denetimi dışında kalması, Belediye Meclisinde yer alan meclis üyelerini seçen vatandaşa karşı sorumsuzluğa yol açmaktadır. Şirket yetkilileri Belediye Başkanının etkisi altına girmektedir. Bu da demokrasiye zarar vermektedir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 16’ncı maddesindeki “kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” hükmü uyarınca belediyelerin kurduğu teşekkül ve müesseseler tacir olarak nitelendirilmektedir. Belediye işletme ve şirketleri birçok kanun ve kuruluşun denetimine tabi olduğu halde Sayıştay denetimin dışında kalmaktadırlar. Belediyelerin kurduğu ya da katıldığı şirketler özel hukuk hükümlerine tabi olduğu için, belediyeler üzerinde vesayet denetimi yapma yetkisine sahip olan merkezi yönetim, belediye şirketleri üzerinde bu denetimi yapamamaktadır. Ayrıca Belediye Meclisi ve Belediye Encümeni’ne karşı da herhangi bir sorumluluğu ve hesap verme zorunluluğu da yoktur belediye şirketlerinin. Bu durum da denetim boşluğu yaratmaktadır.
Genel olarak belediye şirketlerinin çerçevesini çizdik. Bartın vilayetine yansımasını ne yazık ki farkında değiliz. İl Özel İdaresi’nden ve Bartın vilayetinde yer alan tüm Belediyelerden hizmet alan vatandaşlar, bu hizmetlerin bizlere ulaşmasını sağlayan Belediye şirketinin ne olduğunu bilmemektedir. Vatandaşların ezici bir çoğunluğu bu hizmetlerin Belediye tarafından yapıldığı ve Belediye Meclisi’nin denetiminde olduğunu zannetmektedir. Aslında olan denetlenmeyen şirketlerin eli ile üretilen çalışmalardır.
Bir sonraki yazımda, Bartın vilayetinde var olan mahalli idareler şirketleri hakkında açık ve net sorular soracağım. Aslında bu sorular Belediye Başkanlarına ve Belediye Başkan adaylarına olacak. Bu şirketlerin Belediye Başkanı olarak tek sorumlularıdır. Şirketler onların vekalet verdikleri yöneticiler tarafından yönetilmektedir. Şirketlerin her türlü bilgilerine sahiptirler. Bu soruları yanıtlayacak bilgiler ellerindedir. Belediye Başkan adayları ise seçimleri kazandıktan sonra bu şirketlerin tek sorumlu yöneticileri olacaktır. İşte bu nedenle adaylar da bu konuda bilgili olmalılar. Nasıl ki her seçim döneminde belediyelerin performansları kamuoyuna açıklandığı gibi bu şirketlerinde en azından seçim dönemlerinde kamuoyunun bilgisine sunulmalıdır. Sonucunda tüm iş ve işlemler kamu adına ve yararına yürütülmektedir.
Bir sonraki yazıda buluşmak üzere.