Neredeyse 81 milyona ulaşan büyük bir ülkeyiz.
783 bin 562 metrekare toprağa sahibiz.
Doğumuzda, güneyimizde, kuzeyimizde ve batımızda 8 komşu ülkemiz var.
Yetişmiş insan gücü açısından da Avrupa’daki birçok ülkeden ilerideyiz.
Genç bir nüfusumuz var.
Birçok ülkede yaşayan gurbetçilerimiz var.
Bu gurbetçilerimizin içinde de önemli başarılara imza atmış vatandaşlarımız var.
Tıpta, kozmetikte, sanatta, bilimde, sporda, eğitimde ve daha birçok alanda başarılı isimler var.
Bunların varlığı bile bizleri gururlandırıyor.
Son zamanlarda NATO’da stratejik ortağımız olan ABD’nin dış politikada Türkiye’yi hedef almasının altında neler yatıyor.
Uzmanlar, bu konularda çeşitli tezler ortaya atıyor.
Bizler bu konularda uzman değiliz ama uzman görüşlerinin sizlere aktarılmasında üstümüze düşeni yapmalıyız.
Türkiye son zamanlarda ciddi atılımlar yaptı.
Yıllardır terörle mücadele etti, etmeye de devam ediyor.
Bu konudaki kararlılığımız PKK başta olmak üzere tüm terör örgütleriyle sürüyor.
Güney batımızdaki komşu ülkeler olan Suriye ve Irak’ta yuvalanan bu terör örgütlerini temizlemeye yönelik ciddi operasyonlar gerçekleştirdik.
Suriye’de egemen olmaya çalışan bu terör örgütlerini temizledik.
Afrin’e kadar da girerek buralardaki bu pislik yuvalarını yerle bir ettik.
Türkiye işte tam da bu kararlı operasyonlarıyla Suriye’de, arkasında ABD başta olmak üzere Almanya ve Fransa gibi ülkelerin oyunlarını bozdu.
Türkiye’yi buradaki kararlı tutumundan uzaklaştırmak için önce Avrupa Birliği hikayesini önümüze attı.
Ardından Ermeni yasa tasarısı.
Türkiye bu iki konuda da dik durdu ve tüm Avrupa’ya ‘Size ihtiyacım yok. Aldığınız kararları umursamıyorum’ mesajını vererek, adeta oyunlara karşı restini çekti.
Son iki yıldır ülkemizdeki referandum ve seçimler öncesinde de bu kirli eller Türkiye’nin içindeydi.
Gelelim, ABD, Almanya, Fransa ve kendisini gizleyen diğer ülkelerinin rahatsızlıklarına…
Beyin gücü dinamiklerimizin özellikle son zamanlarda savunma sanayisinde yaptığı ataklar bahsettiğim ülkeleri rahatsız etti.
Türkiye kendi ürettiği silahıyla başta savunma mekanizmasını geliştirdi.
Ancak bu ülkelerin bizi anlamadığı bir durum var.
Biz sadece savunma tedbirlerimizi artırdık.
Ülkemize gelen tehditleri savuşturmak adına kendi silahlarımızı geliştirdik.
Kimseye kayıtsız, şartsız saldırıda bulunmadık.
Tek bir ülkeye silah doğrultmadık.
NATO’da da kendisini Dünya’nın tek söz sahibi ülkesi kabul ettirmeye çalışan ABD, daha önce de Çin’e karşı bazı yaptırımlar uygulamaya çalıştı.
En son ABD hamlesi ekonomi üzerinden oldu.
Türkiye, kendi öz kaynaklarını kullandığı sürece kimseye muhtaç olmaz.
Kaldı ki, Türkiye’ye uygulanan bu ambargolar, ekonomik savaşlar komşularımızı da rahatsız etti.
Rusya ve İran’ın Türkiye’ye destek vermesi ABD ve gizli ortaklarını da oldukça rahatsız etti.
Bir konu da bizim duruşumuz.
81 milyonun hepsinin fikrinin aynı olması mümkün değil.
Zaten bunu bekleyemeyiz.
Ancak şu an da hepimizin kenetlenmesi gerekiyor.
Mesela Başkan Erdoğan meselesi değil.
Biz yine Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ı, hükümetimizi veya her ne varsa içimizde eleştirebiliriz.
Ancak, ülke meselesi olunca hepimizin Sayın Başkan Erdoğan’ın yanında durmamızdan başka bir görüşü olamaz.
Tek milletiz.
Tek Vatan.
Tek Bayrak.
TÜRKİYE…