Denizlerimizde gırgır ve trol ağları ile avcılık faaliyetinde bulunan balıkçılar için 15 Nisan 2019’da sona eren genel av sezonu, 1 Eylül Pazar günü itibariyle Karadeniz, Marmara ve Ege Denizi’nde yeniden başladı. Akdeniz’de ise av sezonu 16 Eylül Pazartesi itibariyle başlayacak.
Peki, üç tarafı denizlerle çevrili, 8 bin 333 kilometre kıyı şeridine sahip olan ülkemiz sahip olduğu büyük su ürünleri potansiyelini doğru bir şekilde değerlendirebilir mu? Bunu söylemek pek de mümkün değil. Malesef var olan potansiyel düzensiz ve kontrolsüz avlanma, sürdürülebilir avcılık politikalarının ve uygulamalarının olmaması nedeniyle tam olarak değerlendirilemiyor.
İstatistiki veriler de su ürünleri avcılığının yıllar itibariyle önemli ölçüde azaldığını gözler önüne seriyor. 2011 yılında 514 bin 755 ton olan avcılık yoluyla elde edilen su ürünleri miktarı yıllara sari 2018 yıl sonu itibariyle 314 bin 94 tona kadar düştü.
Sektörün geleceği için sürdürülebilir avcılığı sağlamasının şart olduğunu vurgulayan uzmanlar, bu amaçla stokları koruyucu ve geliştirici yönde gerekli çalışmaların ve araştırmaların yapılması ve koruma kontrol çalışmalarının arttırılmasına öncelik verilmesi gerektiğini söylüyorlar.
Su ürünleri üretimi istikrarsız
Yine istatistiklere göre; su ürünleri üretimimiz 2013 yılında 607 bin 515 ton iken 2014 yılında 537 bin 345 tona geriledi. 2015’te bir önceki yıla göre yüzde 25,1 oranında artarak 672 bin 241 ton olarak gerçekleşen su ürünleri üretimi, 2016’da ise yüzde 12,4 oranında azaldı ve 588 bin 715 ton oldu. 2017 yılına geldimizde ise üretimimiz yüzde 7,2 artarak 630 bin 820 tona çıktı ancak 2018’de yüzde 0,3 oranında azalarak, 628 bin 631 ton oldu. Bu üretimin yüzde 35,3'ünü deniz balıkları, yüzde 9,9'unu diğer deniz ürünleri, yüzde 4,8'ini iç su ürünleri ve yüzde 50'sini yetiştiricilik ürünleri oluşturdu.
Kıyılar aşırı av baskısı altında
Yeterli altyapı oluşturulamadığı için açık deniz balıkçılığı yeterince yapılamıyor. Oysa balıkçılığımızın geleceği açık denizlerde. Bunun için vakit geçirilmeksizin kıyılarımızdaki av baskısının sona erdirilmesi, açık deniz balıkçılığının desteklenmesi gerekiyor.
Peki bunun için neler yapılmalı? Konunun uzmanları yapılması gerekenleri şöyle sıralıyorlar:
* Ülkemizdeki su ürünleri avcılığı kıyı balıkçılığına dayanmaktadır. Yeterli altyapı oluşturulamadığı için açık deniz balıkçılığı yapılamamakta bu nedenle de av baskısı kıyı sularımızda yoğunlaşmaktadır.
* Hayvansal protein temininde önemli yeri olan su ürünlerini sofralarımıza taşıyan balıkçılarımızın av yasaklarına titizlikle uyması büyük önem taşımaktadır.
* Sürdürülebilir su ürünleri üretimi ülkemizde ana politika olmalı ve bu politika çerçevesinde gerekli stratejiler ile kısa, orta ve uzun vadeli eylem planları ve hedefler belirlenmelidir.
* Kaynakların rasyonel kullanılabilmesi için su ürünleri eğitim merkezleri kurularak, eğitimler yapılmalı ve Ar-Ge çalışmaları desteklenmelidir.
* Su ürünleri sektöründe örgütlenme yapısı mutlaka güçlendirilmelidir.
* Balıkçılıkta arz-talep dengesi oluşturularak, sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması gereklidir. Ülkemizde kişi başı su ürünleri tüketimi dünya ortalamasının altındadır. Kişi başına yıllık balık tüketimi Japonya, Norveç gibi ülkelerde 80, İspanya’da 40, Yunanistan’da 23, dünyada 19 kilogram, Avrupa Birliği’nde 25 kilogram iken Türkiye’de 8 kilogramı bulmamaktadır. Tüketimin artırılması için tedbirlerin alınması gerekmektedir. Balık tüketimi teşvik edilmelidir. Balıkçılık sektöründeki ürünlere yönelik dondurma, tuzlama, konserve ve paketleme ünitesi içeren işleme tesislerinin kurulması ekonomik anlamda sektöre katkı sağlayacaktır.