Program, Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, hemşehrileriyle bir araya gelerek Bartın ve Zonguldaklıları bir araya getiren bu özel buluşmada hemşerileri ile samimi bir konuşma gerçekleştirdi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, bir etkinlikte yaptığı konuşmada, derneklerin doğup büyüdüğümüz yeri hatırlamamız, kültürümüzü gençlere aktarmamız ve geçmişimizi anlatmamız adına önemli bir faaliyet gösterdiğini belirtti. Ancak aynı zamanda, yaşadığımız yerleri sahiplenme, birlik ve beraberlik oluşturma adına da derneklerin kilit bir rol oynadığını ifade etti.
Esenler'de bir araya geldikleri etkinlikte, Esenler ve İstanbul'un geleceği için endişe ve taleplerini dernekler aracılığıyla bir araya gelip paylaştıklarını dile getiren Tunç, "Doğduğumuz yeri unutmuyoruz, ama doyduğumuz yere, Esenler'imize, İstanbul'umuza da sahip çıkıyoruz" dedi. Adalet Bakanı, derneklerin bu rolüyle birlikte, hem kültürel bağları sürdürdüğünü hem de yaşanılan yerlere duyulan sorumluluğu artırdığını vurguladı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Derneklerimiz doğduğumuz yeri unutmama, kültürümüzü gençlerimize anlatma, çocuklarımıza geçmişimizi anlatma, doğduğumuz yerleri, hatıralarımızı devam ettirme adına önemli bir faaliyet gösteriyor. Ancak doyduğumuz yer olan İstanbul'da, Esenler’de, hangi ilçede yaşıyorsak orayı sahiplenme adına da, birlik ve beraberliği sağlayarak yaşadığımız yeri sahiplenme adına önemli çalışmalar yapıyor. İşte bugün Esenler’de bir araya gelmişsek, Esenler’in, İstanbul’un geleceği için bir takım endişemiz ve taleplerimiz varsa bunu bu dernekler vasıtasıyla bir araya gelip sağlıyoruz. O nedenle doğduğumuz yeri de unutmuyoruz ama doyduğumuz yere, Esenler’imize de, İstanbul’umuza da sahip çıkıyoruz inşallah” ifadelerini kullandı.
"İstanbul’u sadece İstanbul diyecek bir büyükşehir belediye başkanı yönetmeli" diyen Bakan Tunç, “İstanbul 5 yıllık kayıp yıllarını inşallah telafi edeceği bir döneme giriyor. Bundan hiç şüphemiz yok. Esenler’de Türkiye rekoru kıracak bir başarı zaten sağlanacak. Büyükşehir Belediyesi’nde de İstanbullu hemşehrilerimiz dünya metropolü olan, Fatih’in emaneti olan bu şehrin o kayıp yıllarını telafi edecek bir süreci inşallah Murat Kurum’la başlatacaklar. Çöpleri toplanmayan bir İstanbul vardı. Çünkü işçilere maaşları ödenemez hale gelmişti. Çöp dağları patlamıştı Ümraniye’de gecekonduların üzerine de aylarca oradaki cesetler çöp dağının altından çıkarılamamıştı. Havası solunamayan bir İstanbul vardı. Gazeteler promosyon olarak gaz maskesi dağıtır hale gelmişti. Haliç’in yanından kokudan geçilemeyen bir İstanbul vardı.
Haliç’i tertemiz yapan bir belediye başkanı ortaya çıktı 94’te. Havası solunamayan, çöpleri toplanamayan, suları akmayan bir İstanbul vardı. Sular boşu boşuna akmadı. Nasıl aktı? Istranca derelerinin önüne 7 tane baraj yapıldı ve o barajlar yapılırken ağaç katliamı, çevre katliamı yapılıyor dediler. O barajlar yapılmasaydı bugün Esenler’e, İstanbul’un ilçelerine suyun gelmesi mümkün değildi. Devasa projeler, köprüler, Marmaraylar olmasa İstanbul’daki keşmekeşi düşünmek bile istemiyoruz. İstanbul’u İstanbul’u düşünecek, sadece İstanbul diyecek bir büyükşehir belediye başkanı yönetmeli. O da işte değerli hemşehrimiz Murat Kurum” dedi.
YUSUFHAN KABAKCI