Toplantıda, projenin yeraltında yapılacak olmasına rağmen çevresel etkilerin kapsamlı bir şekilde değerlendirileceği vurgulandı. MGS yetkilisi, projenin herhangi bir kurumdan olumsuz görüş alması durumunda ÇED sürecinin devam edemeyeceğini de belirtti.
Katılımcılara, projenin detaylarını anlatan bir sunum yapıldı ve projenin çevreye etkileri ile ilgili endişelerini dile getirmeleri için fırsat verildi. Toplantıda ayrıca, itiraz hakkının hem yerelde Bartın Valiliği'ne hem de Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na yapılabileceği vurgulandı.
Bartın’ın Amasra ilçesi kıyılarında gerçekleştirilmesi planlanan Hattat Enerji ve Maden Ticaret A.Ş. tarafından sunulan kapsamlı yeraltı enerji projesi, çevresel etkileriyle ilgili tartışmalara yol açarken, MGS Proje Müşavirlik ve Mühendislik Firması'nın katılımcılara sunduğu detaylar, projenin önemi ve çevresel duyarlılık arasındaki gerilimi öne çıkardı.
Proje, yeraltında gerçekleştirilecek olmasına rağmen, bölgenin ekolojik dengesine ve yerel halkın yaşam alanlarına potansiyel etkileri nedeniyle dikkat çekiyor. Toplantıda belirtilenler arasında, projenin devam edebilmesi için herhangi bir kurumun olumsuz görüş bildirmesi durumunda sürecin sona ereceği vurgulandı. Çevre halkından bir vatandaş “proje bizim itiraz etmemize sunduldu” yorumunda bulundu.
Bartın Valiliği ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na yapılabilecek itirazların önemi, yerel halkın sesinin duyulmasını sağlamak için önemli bir adım. Bu adımlar, projenin ilerleyen aşamalarında da itiraz hakkının olacağını belirtiyor ve toplumun sürece dahil edilmesini sağlıyor.
MGS Proje Müşavirlik ve Mühendislik Firması yetkilisi tarafından gerçekleştirilen bilgilendirme sunumunda şu ifadeleri kullandı:
“Projemizin en başında çevresel etki değerlendirilmesi başvuru dosyamızı Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına sunmamızın akabinde Bakanlığın bunu format yönünden incelemesinin akabinde şu anki süreç olan halkın bilgilendirilmesi sürece katılım toplantısındayız. Bu sürece paralel olarak da sizin görüşlerinizi almamızın devamında yaklaşık 23 tane kurumdan da hem Ankara'da genel müdürlük düzeyinde hem de yerelde belediye ve diğer valiliğe bağlı birimler nezdinde projemizin incelemesi ve her kurumun kendi mevzuatlarınca değerlendirilmesi süreci başlatılmıştır. Dolayısıyla şu anki toplantımızın amacı tamamen çevresel etkilerin değerlendirilmesi, ilgili kurum mevzuatlarınca bunun değerlendirilip ve bir sonraki aşamaya geçilmesi sürecidir. Dolayısıyla bu aşamayı geçtikten sonra herhangi bir kurumun olumsuz görüşü olsa dahi bu sürecin devam ettirilemeyeceğini bilmenizi isteriz. Dolayısıyla devam eden süreçte de projeden ÇED raporunun hazırlanma süreci, hem sonraki süreçte de her aşamada da itiraz hakkınızın hem yerelde Bartın Valiliği hem de Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yapılabileceğini bildirmek isterim.
Hattat burada maden yeraltı maden ocağıyla ilgili işletme faaliyetlerini gerçekleştirebilecek durumdadır. Bu kapsamda ilk olarak TTK tarafından söz konusu maden ocağıyla ilgili bir ÇED kapsam dışı yazısı alınmıştır. Devam eden süreçte buradaki sahayla ilgili 200 ton/ saat kapasiteli bir lavvar tesis planlanmıştır. Buradaki lavvar tesisinin ÇED süreçlerinin tamamlanmasının akabinde ise devam eden projenin devamı niteliğinde ve birbirine entegre nitelikte olan diğer 2 tane lavvar tesisi, buradaki lavvar tesislerini depolama alanları ve buradaki lavvarın piyasaya arzının gerçekleştirileceği rıhtım alanlarıyla ilgili bir ÇED süreci yürütülmüş ve 2023 yılında olumlu olarak tamamlanmıştır. Bu proje kapsamında da hem 200 ton/saat kapasiteli lavvar tesisinin hem de 2023 yılında alınan diğer ünitelerin hepsinin kümülatif olarak değerlendirilmesi amaçlandı. Bu kapsamda proje alanımızı belirlerken de burada yapılan ve ileride yapılması planlanan tüm faaliyetlerin hem entegre hem de kümülatif olarak bu süreç içerisinde değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Buradaki bizim faaliyetimizin kapsamı da yeraltı madeninden kömürün çıkarılması, buradaki kömürün lavvar tesislerinde yıkandıktan sonra zenginleştirilmiş hale gelen kömürün doğrudan piyasaya sevk edilmesidir. Dolayısıyla bunun haricinde burada üretim prosesiyle ilave bir faaliyette gerçekleştirilmeyecektir. Bu ÇED alanımızın büyüklüğü yaklaşık 2 bin 690 hektar büyüklüğündedir. Ancak bu alanın tamamında fiziki olarak yüzeyde yer üstünde bir faaliyet olmayacaktır.
Yeraltı dahi olsa, buradaki çalışmaların tamamının alansal olarak birlikte değerlendirilmesi gerektiğinden biz, burada 2 bin 690 hektarlık bir ÇED alanı belirlemiş bulunuyoruz. Ancak biz buradaki ÇED alanı içerisinde ise kara tarafında yani deniz tarafının gerisinde bulunan kara tarafında yaklaşık 75 hektarlık kısımda bir faaliyet göstereceğiz. Deniz tarafında ise dolgu ve rıhtım alanı olarak da yaklaşık 18,44 hektarlık sahada faaliyet gerçekleştirilecektir."
YUSUFHAN KABAKCI