Tüm sorunları bildiklerini, çözüme yönelik projelerinin de hazır olduğunu belirten Bankoğlu, kilitin 14 Mayıs’ta açılacağına olan inancını dile getirirken, “Geziyoruz, konuşuyoruz, soruyoruz. Hemşehrilerimiz illallah etmiş, ‘Tezkere bekleyen asker gibi gün sayıyoruz’ diyen oldu. Bu ülke, bu millet başına gelen bu dertleri ve sıkıntıları hak etmiyor. 14 Mayıs’tan sonra ne konuşacağımıza halkımız karar verecek ve hepimiz de saygı duyacağız” dedi.
Bankoğlu, İl Başkanı Selim Karakaş, Kadın Kolları Başkanı Fatma Mazhar ile Gençlik Kolları Başkanı Tolga Küçükyılmaz ve Parti örgütü temsilcileriyle birlikte Saadet Partisi İl Başkanı Mücahit Mekeç ve Saadet Partililerin de katılımıyla Fırınlı, Güzelcehisar ve Karasu köylerinde temaslarda bulundu. Heyet, gerçekleştirdikleri ev ziyaretlerinde ve kıraathanelerdeki sohbetlerde vatandaşlarla hem yerel hem de ülke genelini ilgilendiren sıkıntılar hakkında vatandaşlarla fikir alış verişinde bulundu.
14 Mayıs’ta iktidara gelmeleri durumunda ilk 100 günde yapacakları acil uygulamaları ve Millet İttifakı ortakları olarak uzun çalışmalar sonucu belirledikleri politikaları anlatan CHP Bartın Milletvekili Bankoğlu, öncelikli işlerinin hukuksuz olarak yapılan tüm uygulamaları ortaya çıkartmak olduğunu söyledi.
“418 milyar doları bulun size geri vermek istiyoruz”
Bankoğlu, “Hesap vermekten korkmayan, şeffaf bir yönetime ihtiyaç olduğu muhakkak. Harun gibi gelip Karun olanları bir bir göreceğiz. Kimlerin bal tutup parmağını yaladığını hatta şeker komasına girdiğini göreceğiz. Düşünsenize 418 milyar dolarınız çalınmış. İşte onu bulup size geri vermeye geliyoruz” dedi.
Açlık sınırının 10 bin TL’ye, yoksulluk sınırının 34 bin TL’ye dayandığını, bu utanç verici tablo karşısında hükümetin saz çalıp türkü söyleyerek halkın önüne çıktığını savunan Bankoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Merkez’e bağlı Fırınlı köyüne yaptığımız ziyarette ‘haliniz nicedir’ diye sorduk. Hemşehrilerim ‘Yeni hükümet döneminde emekliler, kadınlar ve gençler için ne yapılacağını bir de sen anlat’ dediler. Milletimiz de biz de biliyoruz ki; küçük bir kesimin mutlu olduğu, kalanın yaşam derdine düştüğü toplumların iki yakası bir araya gelmiyor.
“Milletin istediği buysa…”
Bu işlere damat, dünür, ağabey, enişte diye başladınız mı ne hak, hukuk kalır ne de adalet. Kendi bakanı olduğu kuruma kocasından mal alan mı ararsınız, Kızılay’ın çadırını deprem bölgesine göndermeyip STK’lara satan mı istersiniz, bacısını genel müdür, karısını akademisyen, kardeşini yönetim kurulu üyesi atayan üçer dörder maaşlı kişiler mi istersiniz? Milletin istediği buysa durmasın yola devam etsinler.
“Ne konuşacağımıza halkımız karar verecek”
Geziyoruz, konuşuyoruz, soruyoruz. Hemşehrilerimiz illallah etmiş, ‘Tezkere bekleyen asker gibi gün sayıyoruz’ diyen oldu. Bu ülke, bu millet başına gelen bu dertleri, bu sıkıntıları hak etmiyor. ‘21.yüzyılda nasıl insan gibi yaşarız’ diye değil ‘tarımda, eğitimde, teknolojide nasıl daha başarılı oluruz’ diye konuşuyor olmamız gerekirdi. 14 Mayıs’tan sonra ne konuşacağımıza halkımız karar verecek ve hepimiz de saygı duyacağız.”
Berkan Kaya