Cam altı sanatı, Türk el sanatları içerisinde nadir bulunan ve özgün bir yere sahip olan bir Sanat dalıdır. İlk örnekleri mimaride kullanılan alçı vitray tekniğinden türemiştir. Memlükler ve Eyyubiler döneminde camın kullanım alanları genişlemiş, Selçuklular zamanında ise teknikler geliştirilerek cam, tuval olarak kullanılmaya başlanmıştır. Osmanlılar döneminde cam üretim atölyelerinin açılması, camın farklı alanlarda kullanılmasında önemli bir etken olmuştur.
Ne yazık ki, günümüzde unutulmaya yüz tutmuş olan bu el sanatı, geçmişin ihtişamını gün yüzüne çıkaran bir hazine. Zarif desenleri, renk zenginliği ve özgün tasarımlarıyla cam altı sanatı, sanatseverlerin dikkatini çekmeye başlıyor. Geleneksel Türk el sanatlarına olan bu ilgi, cam altı sanatının da tekrar canlanmasına vesile oluyor.
Osmanlı döneminden günümüze uzanan bu değerli sanatın, sanatseverler ve el sanatları tutkunları tarafından tekrar keşfedilmesi, Anadolu'nun zengin kültürel mirasının önemli bir parçasını gün yüzüne çıkarmaktadır. Unutulmaya yüz tutmuş güzelliklerin yeniden değer kazanması, kültürel mirasımızın korunması adına sevindirici bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor.
Osmanlı İmparatorluğu'nun zarif sanat miraslarından biri olan 'cam altı sanatı', 19. yüzyıl ile 20. yüzyıl başlarında büyük bir gelişme kaydetmiş ve geniş bir ilgi görmüştür. Bu sanat dalı genellikle dini kökenli olması nedeniyle, halk arasında büyük bir ilgi ve saygı görmüş, insanların nazara, hastalıklara ve felaketlere karşı koruyucu bir güce sahip olduğuna inanılmıştır.
Cam altı resimlerinin, koruyucu bir güç olarak görülmesi, onların Osmanlı toplumunda önemli bir yer edinmelerini sağlamıştır. Bu tür resimlerin bulunduğu yerlere bolluk ve bereket getireceğine inanılmıştır. Ayrıca, Osmanlı toplumunda dini motivasyonun güçlü olması, cam altı sanatının dini mekanlarda, evlerde ve dükkânlarda sıkça kullanılmasına yol açmıştır.
Osmanlılarda cam altı resimleri, evlerden mescitlere, tekkelere ve türbelere kadar birçok dini mekanda ve aynı zamanda kahve, kasap, berber gibi dükkânlarda sıklıkla asılırdı. Bu resimlerin tercih edilmesinin en büyük nedeni, dini motiflerin içermesi ve cam yüzeyinin silinerek eski parlaklığına kavuşturulabilmesiydi.
Cam altı sanatı, sadece estetik bir değer taşımakla kalmayıp, toplumsal inançlar ve Osmanlı döneminin kültürel zenginliği açısından da önemli bir rol oynamıştır. Günümüzde ise bu zarif sanat, tarih kokan eserleriyle kültürel mirasımızın bir parçasını oluşturmaya devam ediyor.
Anadolu'nun zengin kültüründe önemli bir yer tutan cam altı resim sanatında en çok işlenen tema, hiç şüphesiz Şahmeran efsanesidir. Tarsus'un derinliklerinde yaşayan Şahmeran, efsaneye göre sevgi dolu, dost canlısı ve iyi kalpli bir varlık olarak bilinir. Beraberindeki yılanlarla mutlu bir hayat sürerken, iyilik yaptığı insanların ihanetine uğrayarak trajik bir şekilde öldürülür. Bu hüzünlü efsane, Anadolu halkının kültüründe derin izler bırakmıştır.
Anadolu halkı, Şahmeran efsanesinin hüzün dolu öyküsünü zamanla cam altı sanatına taşıyarak resmeder. Tarsus'un Şahmeran efsanesine duyduğu inanç, efsanenin kayıp gitmemesi için sanatçıları teşvik eder. Cam altı sanatı, bu efsanevi hikayeyi en güzel şekilde yansıtan sanat dallarından biridir.
Ancak zaman içinde bu sanatı icra eden ustaların sayısının azalmasıyla cam altı sanatı, unutulmaya yüz tutan sanatlar arasına katılmıştır. Ancak, bugün ülkemizde, değişik alanlarda kullanılan ve hat yazıları, çeşitli manzaralar gibi farklı temaların işlendiği cam altı sanatı, geçmişin izlerini günümüze taşıyan nadir el sanatlarından biridir.
Şahmeran efsanesi, cam altı resim sanatının özgün ve duygusal bir yansıması olmaya devam ediyor. Günümüzde bu sanat, geçmişin zengin mirasını yaşatma misyonunu sürdürürken, yeni nesillerle buluşarak Anadolu'nun kültürel zenginliğine katkı sağlıyor.
Bartın Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından düzenlenen "Gelenekten Geleceğe" Camaltı Naht Sergisi, sanatseverleri ağırlamak üzere kapılarını açtı. Toplamda 96 esere ev sahipliği yapan sergi, 5 Mart tarihine kadar ziyaretçilerini ağırlayacak.
Bartın Belediye Başkanı Hüseyin Fahri Fırıncıoğlu, sergiyle ilgili yaptığı açıklamada, Bartın Belediyesi Geleneksel Sanatlar Atölyeleri'nde ortaya çıkan Naht ve Camaltı eserlerini sanatseverlerle buluşturmanın gururunu yaşadıklarını belirtti. Başkan Fırıncıoğlu, "Geleneksel Sanatlar Atölyeleri Sergisi’ne emeği geçen kıymetli hocalarımıza, kursiyerlerimize ve personelimize teşekkür ediyorum. Geleneksel El Sanatları Atölyeleri sergimiz, 5 Mart 2024 tarihine kadar Belediyemiz Sanat Galerisinde sanatseverlerin izlenimine sunulacak." şeklinde konuştu.
Sergide yer alan eserler, geleneksel el sanatlarının modern dokunuşlarla nasıl geleceğe taşındığını gösteriyor. Bartın Belediyesi'nin düzenlediği bu etkinlik, yerel sanatın desteklenmesi ve geleneksel el sanatlarının yaşatılmasına önem veren bir yaklaşımı yansıtıyor. Sanatseverler, 5 Mart tarihine kadar bu özel sergiyi ziyaret ederek geleneksel sanatın izini sürebilme fırsatına sahip olacaklar.
YUSUFHAN KABAKCI