Eskiden Bartın'da düğünler, gelinlerin ata binerek karşılanmasıyla başlardı. Üç gün süren bu kutlamalarda, düğün keşkeği için oğlaklar kesilir, buğdaylar köy meydanındaki dibek taşında döğülürdü. Düğün yemekleri ise yerlere serilen çullar üzerinde sinilerle getirilerek yenilirdi.
Gelin alımı akşamı gelin, ata binerek damat tarafından kucaklanarak indirilir ve dam başlarından gelinin üzerine buğday, şeker ve delikli paralar atılırdı. Çocuklar bu paraları toplar ve ceplerine koyarlardı.
Düğünlerde silah atma geleneği de yaygındı. Okçular, gelin alınırken ya da düğün sahibi geleneğini korurken silahlarını atar, bazen davulcular da coşkuya eşlik ederdi. Bütün köylü düğüne gelirdi. Kadınlar kız evinde tepsileri ters çevirip iki kişi tutar, üçüncü kişi elleriyle tepsiye vurarak hem söyler hem çalarak genç, kız, ihtiyar kim varsa oynatırdı. Halk arasında buna ‘iliyan çalma’ denirdi. Çeyiz alma gününde gelinlik kızlar çeyiz sandıklarının üzerine oturur, ya da oda girişine ip tutar oğlan tarafından bahşiş isterdi.
At Gitti, Düğünler Bitti
Ancak zamanla bu gelenekler unutulmaya yüz tuttu. At gitti, düğünler bitti, dibekler gitti, buğday döğme geleneği bitti ve çullar yerini masa ve sandalyelere bıraktı. Eskiden köy meydanına yakılan büyük ateşlerde devam eden düğünler artık salonlarda yapılıyor.
Artık Daha Sade ve Modern
Gelinlik kızlar, eskiden olduğu gibi çeyiz sandıklarının üzerine oturup bahşiş istemiyorlar artık. Eskiden herkesin katıldığı ve davul zurna eşliğindeki oyunların oynandığı düğünler, artık daha sade ve modern bir şekilde gerçekleştiriliyor.
Ancak bazıları, bu eski geleneklerin özlemini dile getiriyor. Köylerdeki yaşlılar, gençlere bu eski gelenekleri hatırlatıyor ve yaşatmaya çalışıyorlar.
ŞEVVAL ALTINTAŞ
Pahalılık devam ederse gelin arabasini vatandas at arabasi yapacak ama evlenen de yok zaten