Bartın Amasra, 1940'lı yıllarda Karadeniz'in güçlü fırtınalarına tanık oldu ve limanına sığınan gemilerle önemli olaylar yaşadı. Limanda batık halde duran gemiler, sadece birer deniz kazası değil, aynı zamanda bölge halkının günlük yaşamını etkileyen tarihi hatıralar olarak hafızalara kazındı. Amasra'nın denizcilik tarihine iz bırakan bu olaylar, kentin turizm ve kültürel kimliğini de şekillendirdi.
Batık "Şahin" Vapuru: Kurtuluş Savaşı'nın Sessiz Tanığı
Amasra mendireği, 1940'lı yıllarda bugünkünden daha kısa ve sade bir yapıya sahipti. O dönemde, mendireğe paralel olarak suların derinliklerinde bir batık, "Şahin" vapuru, yerini almıştı. Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu’ya cephane taşıyan bu gemi, ne yazık ki süvarisi Ruhi Bey’in dikkatsizliği sonucu liman içinde batmış ve yıllarca orada kalmıştı. Hala ambarlarında patlayıcı maddelerin bulunabileceği söylentisi, uzun bir süre boyunca kimsenin batığa dalma cesareti göstermemesine neden olmuştu. Ancak bu tehlikeli hikayeye rağmen, Amasra gençleri için bu batık bir deniz eğlence merkezi haline gelmişti.1931 Yılındaki Büyük Fırtına ve "Rize" Şilebi’nin Sonu
1931 yılı kışı, Karadeniz’de şiddetli bir kasırga ile tarihe geçti. Fırtına, mendireği aşarak Amasra’nın Büyük Ada’sını sular altında bırakırken, pek çok ahşap yelkenli ve vapur Amasra limanına sığınmak zorunda kaldı. Bu gemilerden biri de, 1866 yılında inşa edilen ve Türkiye’nin en eski yük gemisi olan “Rize” şilebiydi. Birinci Meşrutiyet Lazistan Mebusu Suudi Bey’in sahibi olduğu bu kömür yüklü gemi, demirini tarayarak limandaki kumsala vurdu ve orada karaya oturdu.Yanında duran başka bir vapur da aynı kaderi paylaştı ve "Rize"nin sağ tarafını kazıyarak arkasındaki kısmını parçaladı. Böylece "Rize", Amasra limanında ölüme terk edilmiş bir batık haline geldi. Ahşap yapısı zamanla denizin ve doğanın etkisiyle aşınırken, bu batık gemi de Amasra gençlerinin deniz sporları ve eğlence merkezi haline geldi. Geminin güvertesine tırmanmak, kaptan köprüsünden denize atlamak gibi tehlikeli oyunlar, çocukların en büyük eğlencesiydi.Batık Gemilerin Eğlence Merkezine Dönüşmesi
"Rize" şilebi, yıllar boyunca gençlerin bir deniz parkı olarak gördüğü bir yer haline geldi. Geminin parçalanmış arka kısmına yüzerek ulaşan gençler, güvertesine çıkarak buradan denize atlıyorlardı. Özellikle ahşap aksamları zamanla eksilen bu gemi, bir demir iskelete dönüşse de Amasralı gençler için heyecan dolu maceraların merkezi olmayı sürdürdü.En tehlikeli oyunlardan biri ise, makine dairesine dalarak orada bulunan su dolu pistonların üzerine kadar yüzmekti. 65 yaşındaki bu gemi, 20 yıl boyunca Amasra limanında yatarak gençlere eğlence sunmuş ve unutulmaz anılar bırakmıştı.Amasra'nın Turizm ve Denizcilik Kimliğinin Şekillenmesi
1940'lı yıllarda yaşanan bu olaylar, Amasra’nın denizcilik ve turizm kültürüne de önemli bir miras bıraktı. Batık gemilerle geçen gençlik anıları, bölgenin denizle olan bağını daha da kuvvetlendirdi. Amasra, 1950'li yıllardan sonra turizmin de geliştiği bir yer haline gelirken, bu eski batık gemiler ve denizcilik kültürü, kentin hikayelerini süsleyen unsurlar oldu. Denizin sunduğu tehlike ve maceralar, Amasralılar için bir yaşam biçimine dönüşerek, bölgenin karakteristik yapısını oluşturdu.MUHABİR - YUSUFHAN KABAKCI