Bartın Belediye Başkanı Rıza Yalçınkaya, Bartın 2024 Yılı İl Koordinasyon Kurulu İkinci Toplantısında Bartın’da tartışılan ve Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından yürütülen proje olan Bartın Irmak Islahı ve Yan Kolları Projesi hakkında açıklamalarda bulundu.
Bartın Belediye Başkanı Rıza Yalçınkaya, yürütülen proje için “Bir belediye başkanı olarak böyle ırmağın kenarlarının yani bir duvarlarla yükseltilerek üzerinde cam panel konularak bir sel felaketinin önleneceği konusunda, yapılan çalışmalar içerisinde böyle bir proje görmedim. Bu proje sonradan, herhalde yapay zekayla yapılmış bir proje. Çünkü benim gördüğüm kadarıyla da bir bilgi edinmek amacıyla da bana sunulan brifingde öğrendiğim kadarıyla dinamik modeller uygulaması yapıldı. Süper bilgisayar ve yapay zeka uygulamalarıyla iki boyutlu bir hidrodinamik modeliyle bu projeyi hayata geçiriyoruz, denildi.” İfadelerini kullandı. Bartın Belediye Başkanı Rıza Yalçınkaya’nın açıklamaları şu şekilde:
“Uygulamanın yanlış olduğunu dile getirmek istiyorum”
“Şimdi bölge müdürüne, öncelikle Bartın'da yaptıkları yatırımlarla ilgili yeni bilgiler için çok teşekkür ediyorum. Beni özellikle ilgilendiren konu kent merkezinden geçen Bartın ırmağının bir daha sel felaketi yaşanmaması için DSİ genel müdürlüğü tarafından yapılan bir proje var. Bu proje gerçekten bizim Bartın ırmağını elimizden alıyor. Yani bir sel taşkın projesi neticesinde bazı yerlerdeki çok yüksek duvar yapılması ve Bartın Irmağının güzelliklerinin bu kentte yaşayan insanların gözünün önünden uzaklaştırılması, duvarla karşı karşıya bırakılması bizi gerçekten üzüyor. Yani Bartın ırmağına uygulanabilecek bir proje bence bu kadar yüksek duvarların üzerine konan bir cam panel uygulamasıyla yapılmaması lazımdı. Allah'ın bize lütfettiği bu doğal güzellikleri alan bir proje bu. Yani kusura bakmayın. Dolayısıyla tabii ben yeni seçilen bir belediye başkanı olarak uygulamanın, yanlış olduğunu bir kere dile getirmek istiyorum. Bu projenin bir oldu bittiğiyle Bartın'a dayattırıldığını ve yapımına başlandığını gerek sivil toplum kuruluşu arkadaşlardan aldığım bilgilerle gerekse Sanayi Ticaret Odası Başkanımızın da bana verdiği bilgiler doğrultusunda edindiğim bilgiler ışığında söylüyorum.
Sel felaketinin yaşanmaması için örnek bir proje açıkladı
Çünkü siz iki ay önce üç ay önce bir toplantı yapmışsınız. O toplantıda bu projeyle ilgili bilgi vermişsiniz. Orada katılanların çoğu bu projenin yanlış olduğunu dile getirerek böyle bir projenin uygulanmaması gerektiğini söylemişler. Bunun içinde sivil toplum örgütleri var, mimarlar var, inşaat mühendisleri var, sanayi ticaret odası yönetimdeki arkadaşlar var, başkanımız var. Şöyle bir şey söyleyeceğim ben 18 Nisan 1999’da ilk belediye başkanı olmuştum. Dolayısıyla 21 Mayıs 1998’de de Bartın tarihinin en büyük sel felaketini yaşamıştı. Bu tarihin en büyük sel felaketi yaklaşık 2 bin 800’e yakın iş yeri ev sular altında kalmıştı. Kentinde yüzde 60’ı, yüzde 70’i sular altındaydı. O orada da ben o zaman Bartın makineler odası başkanıydım. Selden sonra vatandaşlarımızın yaralarının sarılması ve onları yeterli desek de katkıların verilmesi için valiliğimizle beraber bir çalışma yapmıştık. O olayların içerisinde olmuştum. Sonra bir sene sonra yaklaşık 18 Nisan 1999’da Bartın halkı görev verdi. Biz de belediye başkanı olarak göreve başladığımızda 1998’de yaşanan sel felaketinden sonra Bartın'da bir daha sel felaketi yaşanmaması için alınması gereken tedbirler kapsamında Dünya Bankası ve DSİ Genel Müdürlüğü tarafından projesi kapsamı içerisinde yaklaşık 20 milyon euroluk bir yatırımın yapılmasına karar verildi. O karar doğrultusunda ben de belediye başkanı olmam nedeniyle çalışmaların içinde oldum. Dünya Bankası yetkilileri geldi. Japon mühendisler geldi. İngilizler geldi. Çok değerli bürokratları geldi. Hep birlikte bir çalışma içerisinde, alanda bizzat giderek, ırmakta her suyun yükseldiği yerde o kot mesafelerini yerlerinde görerek boğazdaki limandan başlayarak şehir merkezlerine kadar her izi kontrol altında tutan bir çalışmaydı bu. Bu çalışma sonucunda sonunda bir daha sel felaketi yaşanmaması için alınacak tedbirler kapsamında bu TEFER projesi kapsamı içerisinde bazı yapılması gereken projeler hayata geçirildi. Bunlardan bir tanesi asma köprünün, fiziki yapısı değiştirilerek… çünkü suyun yükseldiği anda oradaki çelik konstrüksiyonda suyun yükselmesi ile birlikte ağaçların takıldığı ve baraj vazifesi gördüğü için bunun yıkılmasına karar verdiler. Boğazdaki açılıp Köprünün alt genişliğinin büyütülmesi, yatağın büyütülmesi ve denizin ırmağın daha rahat dökülebilmesi için yılanlı burnu tabir ettiğimiz çöplüğün altındaki kayalıkların alınarak ırmak ağzının genişletilmesi karar çıkmıştı. Onunla ilgili de çalışmalara devam etmişlerdi. Sonra Kirazlıköprü Barajı'nın yapılması, Kozcağız barajının yapılması ve bu anlamda da ırmak yatakların taranması, yatak derinliğinin çok arttırılması gibi bu konudaki çalışmalar içerisinde bizzat oldum. O projelerin içerisinde yani Bartın'da bir sel felaketi yaşanmaması için gerekli çalışmalar içerisinde bir nokta daha vardı. Bartın'ın Kozcağız Çayı ile Gökırmak ve Arıt Çayının aynı noktada birleşmemesi için bir tedbir alınması gerekiyordu. Yani Kozcağız Çayı ve Arıt - Gökırmak Çayı geliyorlar, gazhane burnunda aynı noktada birleşiyorlar. Denizde de karayel olduğu vakit bizim ırmağımızla denize alttan doğru çalıştığı için geri tepiyor. Geri teptiğinde de Kozcağız Çayın eğer debisi fazlaysa o birleşme yerinde Arıt ve Gökırmak Çayı ona takılıyor ve dolayısıyla o zaman yalı sular altında kalıyor. Çünkü deniz kabul etmiyor.
“Bu birleşmenin ortadan kaldırılması istendi ama o yapılmadı”
Eğer bu arada Arıt ve Gökırmak Çayının debisi fazlaysa Kozcağız çayı ona takılıyor. O baraj vazifesi gördüğü için, Kemer köprü sular altında kalıyor. Bu nedenle buna bir çözüm yolu gösterdiler. Derivasyon Kanalı koydular… Yani Gökırmak ve Arıt çayının oradan direkt deniz istikametine bağımsız gitmesi, Kozcağız çayının da aynı şekilde yeni bir derivasyon kanalıyla bağımsız gitmesi önerildi. Bu birleşmenin ortadan kaldırılması istendi ama o yapılmadı. Şimdi ben tabii o dönem içerisinde olan bu çalışmanın içerisinde olan bir belediye başkanı olarak böyle ırmağın kenarlarının yani bir duvarlarla yükseltilerek üzerinde cam panel konularak bir sel felaketinin önleneceği konusunda, yapılan çalışmalar içerisinde böyle bir proje görmedim. Bu proje sonradan, herhalde yapay zekayla yapılmış bir proje. Çünkü benim gördüğüm kadarıyla da bir bilgi edinmek amacıyla da bana sunulan brifingde öğrendiğim kadarıyla dinamik modeller uygulaması yapıldı. Süper bilgisayar ve yapay zeka uygulamalarıyla iki boyutlu bir hidrodinamik modeliyle bu projeyi hayata geçiriyoruz, denildi. 1998 yılında yaşanan sel felaketi gerçekten çok büyük bir felaketti. Bunu Orduyeri köprüsünden, Amasra'ya doğru giderken sağ tarafında trafo merkezinin sel izinden de görüyoruz. Yani deniz seviyesinden on iki 12 metreye yükselmiş bir su seviyesi.. Dolayısıyla bu anlamda yapılacak projeyle gerçekten bu sel felaketinin önüne geçilecek mi? Bu doğa katliamına yol açan bir projeden, hani geri dönüşüm olup da en azından yani buradaki bu doğal güzelliği ortadan kaldıracak, en azından biraz daha minimalime edilerek bu duvar olayını biraz kaldırma imkanı olabilir mi?
Mülteci duvarı benzetmesi
Yani gerçekten bizim hayatımızın geçtiği yüzdüğümüz bu Bartın ırmağını bizim elimizden alıyorsunuz. Bizzat giderim. Bizim elimizden aldığınız gibi bu kentte yaşayan insanların da bence nefes alabileceği bir alan olan bu ırmak şu anda kusura bakmayın Amerika'yla Meksika arasındaki o mülteci göçmen geçişinin sebep olan olayları durdurmak için yapılan bir taş binaya benziyor. Sınır güvenliğini sağlamak amacıyla yapılan özellikle Ordu Yeri Köprüsü'nde yaptığınız şimdi bağlantısını kuracağınız, yani o tarihi köprüyle bağlantısını kuracağınız o duvar bence 3 metrenin üzeri 2 metrede cam panelli 5 metrelik bir duvar olarak karşımıza çıkıyor.
Projenin yeniden değerlendirilmesini istedi
Yani bu, doğal güzelliği görmemize engel olan bu projeden biraz daha üzerinde çalışarak, biraz daha bu kentte yaşayan insanların görüşü alınarak biraz daha kentte yaşayan sivil toplum örgütlerinin görüşü alınarak ortak bir yaşam alanımızı elimizden alınmasına müsaade edilmeyecek bir proje olarak hayata geçirilmesinde ben şahsen Bartın Belediyesi olarak katkıyı veririm. Ama sizden de ricam ne olur bir oldu bitti ile bu güzelim manzaradan bizleri mahrum edecek böyle bir projeyi ille de yaparız anlamında bir dayatmayla bu kente uygulamayalım. Bu kent insanını bu güzelliklerden mahrum etmeyelim. Hep beraber tekrar oturalım. Düzeltelim bir yeri varsa. Yanlışlardan kurtulabilecek bir yeri varsa sizlerden rica ediyorum. Bu konuda destek ve katkı verin. Biz de size vermeye hazırız.
Sayın bölge müdürüm, arkadaşlardan aldığım bilgiye göre bu dere yatağının derinliğinin sağlanması konusunda bir tarak gemisinin girmesine gerek yok. Biz böyle bir şey istemiyoruz zaten bire iki yıl dolmasını istiyoruz. Irmak yatağının dolmasını istiyoruz. Neden? Suyun yükseltilmesini, arzu ediyoruz ve dolayısıyla da denizde bir metrelik bir dalga olduğunda bu ırmak biraz daha üstten rahatlıkla dökülsün diye biz ırmak yatağını oynamıyoruz diyorsunuz. Su seviyesini de on kırka yükseltiyorsunuz. Yani karşı tarafa da yapacağınız setlerle Bartın Irmağı'nı on kırka yükseltiyorsunuz. Yani artı eksi on iki deniz seviyesinden… Artık bundan sonra öyle yükselme tehlikesi yok. On kırkta bu kent artık sel basmayacak diyorsunuz. Öyle değil mi? Şimdi o zaman buradaki imar politikası açısından daha önce DSİ il müdürlüğü ve DSİ bölge müdürlüğü tarafından verilen eksi artı dokuz, eksi artı ondaki evlerin veyahut da yedide, eksi artı yedide yapılan evlerin, o sizin su seviyenizin on kırkta çıkmasıyla beraber suların altında kalacağı düşünülmüyor mu? Yani siz izin vermişsiniz. Buraya yapılabilir diye. İki tane de böyle görüş yazısı var. Şimdi burada yaşanan sel felaketlerinden sonra bu devletin yazık altı yüz 600 milyona yakın bir parası sel felaketi yaşanmaması için buraya gönderilmiş, sosyal yardım olarak devletin projelerine destek olarak yapılmıştır. Bir 600 milyon daha harcanacak. Ama sonucunda bu proje bence bir daha kişisel felaketinde imar açısından birçok evinde sular altında kalması sağlayacak. Bir sel felaketi daha yaşayacağız. Bir mağduriyet daha ortaya çıkacak. Ve dolayısıyla da devletimizin o bütçesinden ayırdığı paralar gene bir işe yaramamış olacak. O yüzden ben size diyorum şu projeyi bir daha hatta hep beraber sivil toplum Sivil toplum örgütleriyle bir araya gelelim. Bir konuşalım, bir değerlendirelim. Bu yanlış anlaşılmasın. Yani çarşı, her şeye karşı Rıza’da her şeye karşı diye anlaşılmasın. Dolayısıyla ben bu kentin 1999’dan beri siyasi hayatımda hem belediye başkanı hem de milletvekili olarak görev yapmış birisiyim, naçizane uyarılarımı yapıyorum. Bürokrasi bizim için önemlidir.”
YUSUFHAN KABAKCI
Artık yeter ya dünyanın hangi ülkesinde 25 yıldır bir belediye ve devlet vatandaşını bu şekilde mağdur etsin devlet proje yapıyor belediye beğenmiyor belediye bir tavsiye de bulunuyor devlet beğenmiyor.Benim arsam var imarlı ev yapmam gerekiyor belediye bekle dedi Talveg kodu gelsin dedi Talveg kodu geldi arsam uygun şimdi belediye başkanı yeniden değerlendirilsin deniyor yemin ediyorum insanlar bunlar yüzünden hasta olur.Rıza başkan devlet te devamlılık esastır hakkımızı verin artık yada zararımızı karşılayın dile kolay 20 yıldan fazla oldu sizin keyfini zi bekleyeceğiz bu arada taşkın alandan bahsederken asıl kemer köprü ve sanayi yi Hendek yanını komple kaldırın size ozaman adaletlisiniz diyeceğim en çok sel oralarda oluyor bizim arsa kanlı köprü mevkisinde asla su çıkmıyor Rıza başkan hakkımızı verin ve DSİ son gönderdiği Talveg kodunu uygulayın arsa sahiplerine sesleniyorum uyumayın sesinizi çıkartın ya Cimer e şikâyet edin yada protesto edelim saygılarımla mağdur olan arsa sahib
Bunu bilmek için mühendis olmaya da gerek yok. Bartın leğen gibi. Islah ve baraj bir yere kadar yeterli kalıyor. Bazı akar su ve derelerin başka kollar ile denize ulaştırmak gerekiyor. Duvarla hele hele cam ile seli önlemek mümkün değil. Bu arada cumhuriyet mah yapılan ıslah çalışmasınıda gördük. Islahçık mı desem bilemedim. Ne kadar ıslah eder sizlerin taktirine ve zamana bırakıyorum.
La akıl var mantık var,koskoca barajlari bile delip geçen sel,cam paneli aşamaz mantığını eski belediye baskanina kim yutturdu acaba. Böyle bir saçmalık olabilir mi