Ulukaya, Bartın'ın Ulus ilçesinde, Pınarbaşı yolunun 17. kilometresinde bulunuyor. Bu şelale, Drahna Kanyonu'nun yakınlarında, Ulukaya Köyü'nde bir kaya oyuğu içinden çıkan suyun oluşturduğu bir doğa harikasıdır.
Yaklaşık 15 metrelik yükseklikten akan şelale, sadece manzara güzelliğiyle değil aynı zamanda Küre Dağları Milli Parkı'nın başlangıç noktası olmasıyla da dikkat çekiyor. 1998 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "Doğal Sit Alanı" ilan edilen Ulukaya Şelalesi, doğaseverlerin ve macera arayanların ilgisini çekiyor.
Ancak, Ulukaya'nın gizemi sadece doğasında değil, bir efsanede yatıyor. Rivayete göre, şelalenin adını aldığı köyde yaşayan Hera ile Selamnos adında genç bir çiftin hikâyesi bu gizemi aydınlatıyor. Selamnos, iri yapılı ve yakışıklı bir delikanlı iken, Hera ise mavi gözlü, sarı saçlı ve güzelliğiyle tanınan bir genç kızdır. Bir gün, dağların arasında karşılaşan ikili arasında tutkulu bir aşk başlar. Ancak, mutluluklarına gölge düşer ve Selamnos aniden bir hastalığa yakalanır. Eşinin hastalığına çare bulamayan Hera, zamanla sevgisinden uzaklaşır ve "Nankör Hera" olarak anılmaya başlar.
Selamnos'un çaresizliği ve Hera'nın ilgisizliği, genç adamı intihara sürükler. Kendine ait zamanı durdurmak isteyen Selamnos, Ulukaya'nın zirvesine çıkar ve aşkının adını haykırarak kendini boşluğa bırakır. Ancak, aşk tanrıçası Eros'un müdahalesiyle Selamnos'un bedeni şelaleye dönüşür ve şelale, onun acılarının simgesi haline gelir.
Ulukaya Şelalesi artık sadece bir doğal güzellik değil, aynı zamanda bir aşkın acısını hafifleten bir kutsal alan olarak biliniyor. Şelaleden su içenler, yüzlerini yıkayanlar veya mendil ıslatanlar, Selamnos'un ıstırabını hafifletmeye katkıda bulunduklarına inanılıyor. Bu gizemli hikaye ve doğanın büyüleyici manzarası, Ulukaya'yı ziyaret edenleri etkisi altına alıyor ve onları unutulmaz bir deneyimle buluşturuyor.
ŞEVVAL ALTINTAŞ
15 MT reden mi kendini boşluğa bırakmış