Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün (MAPEG), 27 Şubat ve 3 Mart 2025 tarihlerinde yayımladığı duyurulara göre; Bartın, Karabük ve Kastamonu illerini kapsayan bölgede 36 ayrı noktada maden sahası için ihale süreci başlatıldı. İhalelerin 14-28 Nisan 2025 tarihleri arasında yapılacağı bildirildi.
Bartın Çevre Kültür ve Doğal Varlıkları Koruma Derneği öncülüğünde düzenlenen toplantıya, Bartın Barosu Çevre Komisyonu, TMMOB Bartın İl Koordinasyon Kurulu, Bartın Alan Kılavuzları Derneği, Bartın Tel Kırma Derneği, KESK Bartın Şubeler Platformu, çeşitli siyasi parti temsilcileri ve akademisyenler katılım sağladı.
“Ormanlar, Su Kaynakları, Köyler Tehlike Altında”
Yapılan açıklamada Bartın’da iki, komşu köyler de dahil edildiğinde toplam altı maden sahasının planlandığı belirtildi. Bu sahaların %100’ünün orman arazilerinde yer aldığı vurgulanarak, Ulus ilçesine bağlı Şirinler, Gökpınar, Elmalık köyleri ile Kastamonu Pınarbaşı’na bağlı Mirahor, Dizdarlı, Demirtaş ve Uzla köylerinin bu tehdit altında olduğu ifade edildi.
Açıklamada, bu alanlarda siyanürlü zenginleştirme yöntemlerinin kullanılacağı endişesine dikkat çekildi ve bu sürecin zehirli kimyasal atıklarla halk sağlığını, tarımı ve içme suyu kaynaklarını tehdit edeceği vurgulandı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) , Batı Karadeniz’de Karabük -Bartın ve Kastamonu illerinde 36 noktada yaklaşık 500 bin dekar araziyi maden sahası olarak ihale sürecine dahil etti.
MAPEG’in 27 Şubat ve 3 Mart 2025 tarihlerinde web sitesinde duyurduğu ihalelerin, 14-28 Nisan 2025 tarihleri arasında gerçekleştirileceği bildirildi.
Türkiye’de bir çok örnekte görüldüğü üzere, madenciliğin yaşam hakkımızı elimizden alacak şekilde zehirli kimyasal atıkları ile sürdürülüyor olması hepimizi endişelendiriyor. Bartın listelerde 2 adet maden sahası görünmekle beraber , il sınırına 4 adet komşu köylere yerleştirilmiş açık maden sahası ile sayıları 6 adet sayılabilir.
Türkiye’nin en yoğun ormanlık alanı ve doğal güzelliklerine sahip olan Batı Karadeniz bölgesinde, ağaçların, su kaynaklarının ve kültürel mirasların büyük tehdit altına girerek ekosistemin telafisi mümkün olmayacak şekilde yok olacağını öngörüyoruz. Ve tehlikenin farkındayız.
“Tehlikenin Farkındayız Bartın!”
Sermayenin yeni gözdesi Batı Karadeniz.. MAPEG Bartın iline 2 tane ve komşu Kastamonu sınırında bulunan DRAHNA yöresi komşu köylere 4 tane olmak üzere toplam altı maden sahası ihale etti.
Ulus’a bağlı Şirinler , Gökpınar ve Elmalık köyleri ile Kastamonu Pınarbaşı’na bağlı Mirahor, Dizdarlı ve Demirtaş köy ormanları 3 saha içinde Pınarbaşı Uzla köyü de var.
Bu alanlar yüzde 100 orman arazileri ve tüm köylerin birbiriyle bağlantısını koparmak için başka iller olarak önerilmiş.
Bu ormanlar yok edildiğinde Bartın için sel ve kimyasal zehir riski daha da artacak. Bu alanlarda, arıtma ve maden zenginleştirilmesi için muhtemelen siyanür de kullanacaklardır. Bu tam bir felaket!
Bu madenlerin bölge halkına faydasını soracak olursak, cevap belli; Kirlenmiş hava, zehirlenmiş toprak-su, boşalmış köyler, yok olmuş orman ve hayvanlar.
Cevap belli : Ormanlarımızın yok edilmesi bölgemiz için geçim kaynağı olan kerestecilik ticaretinin yok edilmesi ve işsizlik. Ekoturizm noktalarının yok edilmesi ve işsizlik.
Cevap belli: Sularımızın kirletilmesi , zirai ürünlerimizin zehirleyici etkiye dönüştürülmesi ve sağlıksız ve hastalıklı bir yöre halkı .
Ülkemiz ve yöremiz maden çöplüğü haline gelecek yabanıl ve bitki florası hayatı bitecek.
Kısacası İliç’teki yaşanan felaketten ders alınmadığı görülüyor.
Bartın ve çevresi için acımasızca bu felaket pazarlaması öngörülmüş ve ihale 17 nisanda! Toprağımıza, suyumuza ,ormanlarımıza, sahillerimize göz koyan vahşi sermayenin şelale olmuş ağız sularına karşı mücadelemiz bir bent gibi sağlam ve yıkılmaz olmalı.
“Tehlikenin Farkındayız!”
Herkesin katılacağı aşikar fakat bölgemizi koruyacak kadarda dirençle , umutla , korkusuzca bir araya gelmek çok önemli.
Bu anlamda; Halkımızı , köy derneklerimizi, orman kooperatiflerimizi , üretici birliklerimizi, il dışında yaşayan yöre halkımızı , esnaflarımızı ve esnaf odalarımızı ;
Geleceğimizi , çocuklarımızı ve torunlarımızı düşünmek adına , toprağımıza, havamıza, suyumuza, ormanlarımıza sahip çıkmak adına mücadele etmeye ve ses çıkarmaya davet ediyoruz.”
YUSUFHAN KABAKCI