Bartın’ın Amasra ilçesinde yer alan ve halk arasında Tavşan Adası olarak bilinen Büyükada’daki Bizans dönemine ait manastır yapısı, hem tarihî hem de kültürel açıdan büyük önem taşıyor. Süleyman Demirel Üniversitesi’nden Ercan Verim’in akademik çalışmasına göre, söz konusu yapı, erken Bizans döneminde inşa edilmiş ve 7. yüzyıl sonları ile 8. yüzyıl başlarında Bizans tarihinde kritik rol oynamış bir kişiliğe ev sahipliği yapmıştır.
Manastırın tarihsel önemi, 695 yılında Bizans İmparatoru II. Justinianos’un sürgün yolunda Amasra’daki bu manastıra uğraması ve burada rahip Cyros ile yaptığı görüşmeyle başlıyor. Kaynaklara göre, Cyros’un kehanetiyle moral bulan Justinianos, 10 yıl sonra tekrar tahta geçmiş, ardından Cyros’u İstanbul Patriği yapmıştır. Bu olay, manastırın o dönemlerde yalnızca bir ibadet yeri değil, aynı zamanda imparatorluk siyasetine etki eden önemli bir merkez olduğunu gösteriyor.
Tavşan Adası’ndaki manastır kilisesi, Bizans mimarisinde yaygınlaşan kapalı Yunan haçı plan tipinde inşa edilmiştir. Dört eşit koldan oluşan haç planı, ortada bir kubbe ile taçlandırılmış ve mimari olarak döneminin gelişmiş örneklerinden biri kabul edilmektedir. Kilisenin apsisli bölümleri, narteksi ve yan şapelleriyle erken Bizans kiliseciliğinin tüm temel öğelerini taşımaktadır.
Manastırın yapımında kesme taş, tuğla ve mermer gibi çeşitli malzemeler kullanılmış; zemin döşemelerinde mozaikler ve zarif taş işçiliği dikkat çekmiştir. Ancak bu sanatsal detaylar, zamanla definecilerin verdiği zarar nedeniyle büyük ölçüde tahrip edilmiştir. 1930’lu yıllarda artan kaçak kazılarla yapının önemli bir bölümü harabeye dönüşmüştür. 1937-1938 gazetelerinde geçen bilgilere göre, defineciler manastırın zemini altındaki mozaiklerin altında gizli bir hazine olduğuna inanarak yapıyı sistematik şekilde delip parçaladılar.
Bugün Tavşan Adası’ndaki manastırdan geriye yalnızca beden duvarlarının bir kısmı kalmış durumda. Ancak yapılan arkeolojik gözlemler ve erken dönem fotoğraflar, yapının zengin bir iç süslemeye sahip olduğunu ortaya koyuyor. Zemindeki mozaiklerin, duvarlardaki cam küplerin ve narteksteki mezar mahzenlerinin izleri, manastırın büyük bir potansiyel barındırdığını gösteriyor.
Ayrıca ada çevresinde bulunan sütun başlıkları, mermer panolar ve taş bloklar, bu yapının yalnızca ibadet değil aynı zamanda konaklama, eğitim ve belki de kütüphane amaçlı olarak kullanıldığını düşündürüyor.
YUSUFHAN KABAKCI