Temiz Hava Hakkı Platformu’nun (THHP) yayımladığı Kara Rapor 2025, Türkiye’de hava kirliliğinin ulaştığı kritik boyutu bir kez daha gözler önüne serdi. Rapora göre 2024 yılında hiçbir il, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) belirlediği “temiz hava” kriterlerini karşılayamadı. Ölçülen değerlere göre, ince partikül madde (PM2.5) kirliliği nedeniyle 2024 yılında 62 bin 644 kişi erken yaşamını yitirdi.
Bir önceki yıl bu rakam 63 bin 851 olarak açıklanmıştı. Buna göre, hava kirliliğine bağlı ölümler az da olsa düşüş gösterse de hâlâ çok yüksek seyrediyor. Bu sayı, Türkiye’de 30 yaş üstü ölümlerin yaklaşık yüzde 13’üne denk geliyor.
En Kirli İller: Iğdır, Erzincan ve Kütahya
THHP’nin onuncu yılında yayımladığı rapor, 2024 yılı verilerini esas alarak Türkiye’nin hava kalitesi karnesini ortaya koydu. Buna göre Iğdır, Erzincan ve Kütahya en kirli iller olarak belirlendi. İstanbul ve Ankara ise “hassas hava kalitesi” kategorisinde değerlendirildi.
Uzmanlar, hava kirliliğinin Türkiye ekonomisine yıllık maliyetinin yaklaşık 138 milyar dolar olduğunu vurguladı. Bu rakam, hem sağlık harcamaları hem de üretim kayıplarının toplam etkisini yansıtıyor.
PM2.5 Nedir ve Neden Tehlikeli?
Raporda sıkça yer alan PM2.5 (Partikül Madde 2.5) ifadesi, çapı 2,5 mikrometreden küçük olan toz, kurum ve kimyasal parçacıkları ifade ediyor. Karşılaştırmak gerekirse, bu parçacıklar bir saç telinden yaklaşık 30 kat daha ince.
Bu kadar küçük oldukları için akciğerlerin derin dokularına kadar ulaşabiliyor ve hatta kan dolaşımına karışabiliyor.
PM2.5’in başlıca kaynakları arasında taşıt egzoz gazları, kömür ve odun yakımı, termik santraller, sanayi bacaları ve orman yangınları yer alıyor.
Uzmanlara göre, bu kirlilik astım, bronşit, KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı), kalp-damar hastalıkları, felç (inme), akciğer kanseri ve hatta bunama (demans) gibi ciddi sağlık sorunlarını tetikliyor.
DSÖ, insan sağlığı için güvenli kabul edilen yıllık ortalama PM2.5 sınırını 5 mikrogram/metreküp olarak belirliyor. Ancak Türkiye’deki değerler, bu seviyenin 5 ila 10 katı arasında seyrediyor. Bu durum, solunan havanın birçok şehirde sağlığa zararlı seviyede olduğunu gösteriyor.
Bölgesel Kirlenme Haritası: Sanayi Kuşakları Öne Çıkıyor
Uydu verilerine göre, Türkiye’deki karbon salımlarının büyük kısmı belirli sanayi koridorlarında yoğunlaşıyor. Verilere göre;
Zonguldak–Karabük–Bartın hattı, yılda 36,8 milyon ton karbondioksit eşdeğeri (ülke toplamının yüzde 10,3’ü),
İskenderun–Yumurtalık bölgesi, 33,8 milyon ton karbondioksit eşdeğeri (yüzde 9,45),
Çanakkale, 24,5 milyon ton karbondioksit eşdeğeri (yüzde 6,8),
Afşin–Elbistan bölgesi, 17,4 milyon ton karbondioksit eşdeğeri (yüzde 4,9)
salım yapıyor.
Bu bölgeler; demir-çelik, termik santral, madencilik, kimya ve çimento gibi karbon yoğun sektörlerin merkezleri olarak dikkat çekiyor. Özellikle Batı Karadeniz hattında (Zonguldak–Karabük–Bartın) kömür bazlı enerji üretimi ve ağır sanayi faaliyetlerinin, bölge havasını kirleten en önemli unsurlar arasında yer aldığı belirtildi.
“Kirli Günler” Artıyor
Kara Rapor 2025, Türkiye’de birçok ilin yılın büyük kısmında “kirli hava” soluduğunu ortaya koydu.
Osmaniye, Bursa’nın Kestel ilçesi ve Şırnak gibi sanayi merkezlerinde, yılda 250 günden fazla hava kalitesi “sağlıksız” seviyede ölçüldü.
İstanbul’un Sultangazi/Cebeci bölgesinde ise taş ocakları ve yoğun ulaşım kaynaklı kirlilik nedeniyle halk, yılın 263 günü kirli hava soludu.
Hastalıklar ve Ölüm Riski Artıyor
Raporda, PM2.5 maruziyetinin KOAH, kalp krizi, felç, akciğer kanseri ve diyabet gibi ölümcül hastalıklarla doğrudan ilişkili olduğu vurgulandı. Ayrıca uzun süreli maruziyetin demans (bunama) riskini artırdığına dair bilimsel kanıtlar da paylaşıldı.
Ozon kirliliğinin de solunum yollarında tahriş, iltihap ve akciğer fonksiyonlarında azalma yarattığı; uzun süreli maruziyetin KOAH ölümleriyle bağlantılı olduğu belirtildi.
YUSUFHAN KABAKCI









