Yayımlanan raporda, su taşkınlarının neden olduğu can ve mal kayıplarına dair önemli tespitlere dikkat çekilirken, Bartın iline özel ilginç veriler sunuldu.
İklim değişikliği, hızlı şehirleşme ve yanlış arazi kullanımı gibi etkenlerin doğal afetleri artırıcı etkisinin olduğu raporda vurgulandı..
Raporda, son yıllarda çok sayıda can kaybına neden olan su taşkınları ile ilgili çarpıcı tespitlere yer verilirken, Bartın ile ilgili yapılan veri şaşırttı.
İklim değişikliği, hızlı şehirleşme, yanlış arazi kullanımı gibi faktörlere bağlı olarak doğal afetlerin daha sıklıkla ve daha büyük ölçeklerde görülmeye başlandığına dikkat çekilen raporda, dere yataklarında ve taşkın sahalarındaki yapılaşmaya dikkat çekilirken, 2013 – 2020 yılları arasında yapılan 1051 köprünün de yanlış ve hatalı olduğu paylaşıldı.
BARTIN’DA 124 KÖPRÜ YANLIŞ YAPILMIŞ
Dere yataklarının üzerinin taşkın riskini artıracak şekilde kapatıldığına dikkat çeken denetçiler, derelerin üzerine inşa edilen 1051 köprünün ise uygunsuz olduğunu belirledi. Bartın ise Türkiye sıralamasında 3. İl olurken, yanlış yapılan köprü sayısı ise 124 olarak paylaşıldı.
Denetçiler, en fazla uygunsuz köprülerin yer aldığı illerin aynı zamanda taşkın riskinin de yüksek olduğu iller olduğunu belirttiler.
Sayıştay’ın o raporunda yer verilenler;
‘’DSİ Bölge Müdürlüklerine bağlı birimlerce yapılan kontrollerde derelerin üzerinde bulunan köprü ve menfezlerin uygun teknik kullanılarak yeterli kesitte yapılıp yapılmadığı incelenmekte ve uygunsuz görülen köprü ve menfezler TAMBİS’te yer alan Müdahale Kayıt Sistemi aracılığıyla kayıt altına alınıp üst mercilere raporlanmaktadır. TAMBİS kayıtlarına göre 2013-2020 yılları arasında 1051 adet uygunsuz köprü tespit edilmiştir. Bu müdahalelerin belediyeler, il özel idareleri, Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) ve bağlı birimleri ile diğer gerçek ve tüzel kişiler tarafından gerçekleştirildiği belirtilmiştir. En fazla uygunsuz köprü müdahalesinin tespit edildiği iller aynı zamanda taşkın riskinin de yüksek olduğu illerdir
TAMBİS verilerine göre dereler üzerinde taşkın potansiyelini ve ortaya çıkması muhtemel taşkınların etkilerini artıran çok sayıda köprü ve menfez bulunmakta olup bunların uygun kesit ve tekniklerle yeniden inşası gerekmektedir. KGM’nin Karayolu Tasarım El Kitabı’nda köprü ve menfez projeleri için Taşkın ve Rüsubat Kontrol Yönetmeliği ile uyumlu kriterler kabul edilmiştir. Ancak uygulamada bu kriterlerin tüm projelerde tatbiki mümkün olamamaktadır. Bunun en önemli sebebi geçiş yapısının altında kalan mevcut dere kesitinin, proje debisine göre hesaplanan hidrolik kesitten daha dar olmasıdır. Bir diğer ifadeyle dere yatağına müdahaleler nedeniyle dere yatağının daraldığı durumlarda proje debisinin gerektirdiği hidrolik kesitin T.C. SAYIŞTAY BAŞKANLIĞI 44 uygulanabilmesi mümkün olmamaktadır. KGM böyle durumlarda hizmette gecikmeye sebep olmamak adına kamulaştırma yapmadan mümkün olan en geniş hidrolik kesiti uygulamak suretiyle imalatları gerçekleştirme yoluna gidebilmektedir. Köprü ve menfez projelerine ilişkin olarak Yönetmelik’te yer alan kontrol mekanizmasının işleyişinin test edilmesi için 29 büyükşehir belediyesinden soru seti gönderilmek suretiyle veri elde edilmiştir.6 Bu soru seti ile temel olarak BB’ler tarafından son 5 yılda inşa edilen köprü ve menfezlerin projelendirilmesinde kullanılan debi tekerrürleri (Q) ile projelerin DSİ onayından geçirilip geçirilmediğinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Sonuç olarak; mevzuatta açıkça belirtilmiş olmasına karşın BB’ler tarafından dere yatakları üzerine inşa edilecek sanat yapısı projelerinde uygulanacak kesitler için DSİ’den onay alınmamış çok sayıda uygulama bulunmaktadır. Özellikle menfezle yapılacak geçişlerde kesit tahkiki yapılmamakta ve temin edilebilen malzemeye göre kesitler oluşturulmaktadır. Mevcut yapıların yenilenmesinde debi hesabı yapılmaması, daha önceden yetersiz kesitte olan sanat yapılarının risk artırıcı bir unsur olarak varlığını sürdürmesine sebep olmaktadır. ‘’
Berkan KAYA