CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kapanmasının ardından Bartın’a dönerek saha çalışmalarına hız verdi. Bankoğlu, partisinin il ve ilçe örgütleriyle birlikte Ulus ve Kumluca’da bir dizi ziyaret gerçekleştirdi. Ulus İlçe Başkanlığı’nda yapılan toplantı sonrasında üretici kadınlar pazarını gezen Bankoğlu, ardından Kumluca’da esnaflarla bir araya geldi.
Ziyaretlerinde, CHP’nin “en düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyinde olsun” teklifinin iktidar tarafından reddedildiğini hatırlatan Bankoğlu, vatandaşın yaşadığı ekonomik kriz ve hayat pahalılığının doğrudan hükümetin yanlış politikalarının sonucu olduğunu vurguladı.CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu açıklamasında şu ifadelere yer verdi:"Başta Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu olmak üzere partimize sistemli bir saldırı var. Halkın iradesiyle seçilmiş 17 belediye başkanımız ve başkan vekillerimiz cezaevinde bulunuyor. Bu tutuklamalarla beraber yüz kişiye yakın bürokratımız cezaevindeler. Öyle bir hâl aldı ki; kaçma şüphesi olmayan bu kişileri, azılı teröristlere bile yapmadıkları şekilde gece yarısı baskınları ile uykularından kaldırıp, kelepçeleyerek, bunların filmini fotoğrafını basına servis ederek güya suçlu yaratıyorlar. Sonra da suçlamak için delil yaratmaya, o da olmadı itirafçı çıkmayınca iftiracı bularak çamur atma yolunu seçiyorlar. Mahir Polat ile başlayan vicdansızlıklarını Murat Çalık ile devam ettiriyorlar. Hasta olduğu ispatlı kişilerin hayatlarıyla oynuyor, her an düşman hukuku uyguluyorlar. Yaşama hakkı temel haktır. Anayasaya ve hukuka aykırı her şeyi yaparak tutuklu hastalara alenen eziyet edilmektedir. Bırakın Türkiye’yi, dünya bu rezilliği, bu hukuksuzluğu, bu despot iktidarı ve ucube yönetim şeklinin yarattığı felaketi izliyor. Hükümetin tamamen siyasi kaygılarla bu kumpasları kurduğunu herkes görüyor.Milleti bunlarla oyalayıp, dikkatleri attıkları iftiralara çekerken arka planda birbirinden korkunç kararlar alınıyor, AKP küçük ortakları ile korkunç yasalara imza atıyor. Her şey tamammış da tek eksik yeni bir Anayasa imiş gibi gündem karıştırıyorlar. Daha da kötüsü ekonomik olarak ülkeyi soktukları bataktan çıkaramadıkları için her gün bir zam, vergi artışı hatta Deli Dumrul vergileri koyarak gemiyi yürütmeye çalışıyorlar. Zeytinlikler kesilsin, ormanlar maden aramaları ile talan edilsin, kıyılar imara açılsın, hazinenin en değerli toprakları peşkeş çekilsin. Elzem olan erken seçimi yapmamak için türlü türlü senaryolar hazırlıyorlar. Partimizin “Millet, İradesine Sahip Çıkıyor” mitingleri kapsamında her hafta İstanbul’da ve bir ilimizde gerçekleştirdiğimiz mitinglerde milyonlarca kişi adaletsizlik karşısında tek ses. Artık Lise Giriş Sınavı’na katılan çocuklar bile adalet istiyor.Adaletin emirler değil kanunlar çerçevesinde verdiği kararlara saygı duyulur. Türkiye’de duruma göre, adamına göre, partisine göre, mezhebine göre kararlar verildiğine ilişkin güçlü bir algı vardır. Ne yazık ki kamuoyu araştırmalarında güvenin en çok sarsıldığı kurum, ekonomiden sonra düzeltilmesi gerektiği düşünülen başlıca alandır. Ekonomideki sıkıntıların sebebi ise yine herkesin malumu. Hayat pahalılığı, enflasyon ve yoksulluk yetmezmiş gibi yeni yeni vergiler ihdas ederek vatandaşın cebindeki üç kuruşa da göz diktiler. Vatandaşın refahı için değil, kazancına el koymak için çalışan bir hükümetle karşı karşıyayız. Meclisin kapandığı ama partimizin çalışmaya devam ettiği bu olağanüstü zamanlarda Bartınlı hemşehrilerim de aynı sıkıntıları burada yaşıyor. Halka hizmet ettirmemek ve sadece kendi çıkarına çalışmak dışında bir şey düşünmeyen bu hükümeti el birliği ile göndereceğiz."Haber Merkezi
Ziyaretlerinde, CHP’nin “en düşük emekli aylığı asgari ücret düzeyinde olsun” teklifinin iktidar tarafından reddedildiğini hatırlatan Bankoğlu, vatandaşın yaşadığı ekonomik kriz ve hayat pahalılığının doğrudan hükümetin yanlış politikalarının sonucu olduğunu vurguladı.CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu açıklamasında şu ifadelere yer verdi:"Başta Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu olmak üzere partimize sistemli bir saldırı var. Halkın iradesiyle seçilmiş 17 belediye başkanımız ve başkan vekillerimiz cezaevinde bulunuyor. Bu tutuklamalarla beraber yüz kişiye yakın bürokratımız cezaevindeler. Öyle bir hâl aldı ki; kaçma şüphesi olmayan bu kişileri, azılı teröristlere bile yapmadıkları şekilde gece yarısı baskınları ile uykularından kaldırıp, kelepçeleyerek, bunların filmini fotoğrafını basına servis ederek güya suçlu yaratıyorlar. Sonra da suçlamak için delil yaratmaya, o da olmadı itirafçı çıkmayınca iftiracı bularak çamur atma yolunu seçiyorlar. Mahir Polat ile başlayan vicdansızlıklarını Murat Çalık ile devam ettiriyorlar. Hasta olduğu ispatlı kişilerin hayatlarıyla oynuyor, her an düşman hukuku uyguluyorlar. Yaşama hakkı temel haktır. Anayasaya ve hukuka aykırı her şeyi yaparak tutuklu hastalara alenen eziyet edilmektedir. Bırakın Türkiye’yi, dünya bu rezilliği, bu hukuksuzluğu, bu despot iktidarı ve ucube yönetim şeklinin yarattığı felaketi izliyor. Hükümetin tamamen siyasi kaygılarla bu kumpasları kurduğunu herkes görüyor.Milleti bunlarla oyalayıp, dikkatleri attıkları iftiralara çekerken arka planda birbirinden korkunç kararlar alınıyor, AKP küçük ortakları ile korkunç yasalara imza atıyor. Her şey tamammış da tek eksik yeni bir Anayasa imiş gibi gündem karıştırıyorlar. Daha da kötüsü ekonomik olarak ülkeyi soktukları bataktan çıkaramadıkları için her gün bir zam, vergi artışı hatta Deli Dumrul vergileri koyarak gemiyi yürütmeye çalışıyorlar. Zeytinlikler kesilsin, ormanlar maden aramaları ile talan edilsin, kıyılar imara açılsın, hazinenin en değerli toprakları peşkeş çekilsin. Elzem olan erken seçimi yapmamak için türlü türlü senaryolar hazırlıyorlar. Partimizin “Millet, İradesine Sahip Çıkıyor” mitingleri kapsamında her hafta İstanbul’da ve bir ilimizde gerçekleştirdiğimiz mitinglerde milyonlarca kişi adaletsizlik karşısında tek ses. Artık Lise Giriş Sınavı’na katılan çocuklar bile adalet istiyor.Adaletin emirler değil kanunlar çerçevesinde verdiği kararlara saygı duyulur. Türkiye’de duruma göre, adamına göre, partisine göre, mezhebine göre kararlar verildiğine ilişkin güçlü bir algı vardır. Ne yazık ki kamuoyu araştırmalarında güvenin en çok sarsıldığı kurum, ekonomiden sonra düzeltilmesi gerektiği düşünülen başlıca alandır. Ekonomideki sıkıntıların sebebi ise yine herkesin malumu. Hayat pahalılığı, enflasyon ve yoksulluk yetmezmiş gibi yeni yeni vergiler ihdas ederek vatandaşın cebindeki üç kuruşa da göz diktiler. Vatandaşın refahı için değil, kazancına el koymak için çalışan bir hükümetle karşı karşıyayız. Meclisin kapandığı ama partimizin çalışmaya devam ettiği bu olağanüstü zamanlarda Bartınlı hemşehrilerim de aynı sıkıntıları burada yaşıyor. Halka hizmet ettirmemek ve sadece kendi çıkarına çalışmak dışında bir şey düşünmeyen bu hükümeti el birliği ile göndereceğiz."Haber Merkezi









