Zafer Partisi Bartın II Teşkilatı, yurt genelindeki tüm teşkilatlarının yaptığı gibi, siyasi bir suikasta kurban giden Sinan Ateş'i anmak için Hükümet Caddesi'nde bir etkinlik düzenleyecekti. Hatta bunun için basın kuruluşlarına davet de yapılmıştı.
Sözlerine 12 şehidi anarak başlayan Zafer Partisi Bartın İl Başkanı Yusuf Aksoy, "Geçen hafta bugün bu memlekette 12 şehit vardı. 12 vatan evladı toprağa düşmüştü, 12 ocağa ateş düşmüştü! Tıpkı bundan 1 yıl önce Ateş ailesinin evine düştüğü gibi. Doğrularını, şereflerini ve haysiyetlerini herhangi bir mülke satmamış olanların yaşamı ve sonu ne yazık ki bu çağda budur. atan ve Millet uğruna verdiği mücadeleler ile ölümsüzlüğü tadan Tüm şehitlerimizin Ruhları şad mekanları cennet olsun.
"Hikayesi nesilden nesile aktarılacaktır"
Rahmetli Sinan Ateş bir konuşmasında 'Şehitlere ölüler demeyiniz bilakis onlar diridirler' ayetinden bahsederken, bugün burada onun şehitliğine şahitlik eden bizler de aynı şeyi söyleyeceğiz. Cenazesi başında imam efendinin de söylediği gibi onu davasının şehitleri, Muhsin abisi ve Hz. Hamza karşılasın. Bakın bu sözlerim ne ideolojik bir bakış açısı barındırmakta ne de bir kutsaliyet atfetme çabası gütmektedir. Vatanı için yaşanmış bir ömrün, Türk Milleti ve onun yegâne tek temsilcisi olan Türk Gençliği için verilmiş bir mücadelenin, onur ve şerefle bu dünyada son bulmasının hikayesidir, Sinan Ateş'in hikayesi. Ancak hainler ve katiller asla unutmasınlar ki, bu hikâye milli kini unutmama erdemi ve gayreti barındıran, son Türk evladı ölmedikçe dilden dile, gönülden gönüle, nesilden nesile, aktarılacaktır!
“Cevabı beklenen sorular”
Şehitlik, din için veya vatan için verilen bir mücadelenin, sonu şehadete varan yolculuğudur. Sinan Ateş bu kutlu yolculuğu tamamlamıştır. Geriye ise her Türk evladının sorumluluğuna düşen sorulması gereken bazı sorular kalmıştır!
“Gerçek katilleri saklayanlar neyi amaçlamaktadır”
Gerçek katilleri saklayanlar neyi amaçlamaktadır? Özel Harekat polislerini torbacılara eskort tutan irade ne yapmak, nereye varmak istemektedir? Bir yıl geçti hala iddianame hazırlanamadı. Tam 365 gün. 365'i ne ile toplasak veya neyden çıkartsak 40 yapar da birilerinin artık sesi çıkar? Savcılar iddianame hazırlamakta zorlanıyorlarsa şayet bu matematik hesaplarını iyi bilen birilerine sormalarında fayda vardır. Genel Başkanımızın da söylediği gibi; "Birbirimizi iyi anlayalım, bizi öldürmeden susturamazsınız.
"Sinan Ateş'i susturabildiklerini mi düşünüyorlar?"
Ne acımızın ne de uğramış olduğumuz ihanetin tarifi mümkün değildir. Hepimiz birer ağaçtık oysaki bize kesilmek değil, o baltanın sapının bizden olması dokunmuştu. Şu hususu
hatırlatmakta fayda görüyorum: Bu sözler gençliğimin vermiş olduğu ateş ile değil ciğerlerimizi derinden yakan Sinan Ateş ile birlikte çıkmaktadır! Ve her cümlesi birilerinin uykularını bölecek, bir mih gibi düşüncelerinde çivilenecek, gece düşlerinde yankılanacaktır. Bu pervasızlar şehidimiz, Sinan Ateş'i, susturabildiklerini mi zannediyorlar?
"Hiçbir şey sır olarak kalmayacak"
Türkiye'nin her yerinden, insanlar Sinan Ateş için konuşuyor ve konuşmaya da devam edecek! 2023'te olduğumuzun farkında olmayarak, hala dünyayı 80li yıllarda gören zihniyete söylüyorum bunu, hiçbir şey sir olarak kalmıyor ve kalmayacak da. Bu dava gerçek katiller cezalandırılmadan, asla kapanmayacak! Katiller cezalarını mutlaka alacaktır. Geç gelen adaletin adalet olmadığı anlayışına inanarak, 'Adalet bir an önce yerini bulsun, gerekiyorsa kıyamet kopsun' diyoruz. Hain bir pusuda kaybettiğimiz bir Sinan Ateş'ti, bugün ise binlerce yüzbinlerce Sinan Ateş var.
"Ahde vefasızlık imansızlıktır"
Rahmetli Metin Ali Tokdemir ağabeyin de dediği gibi vefa gibi yüksek bir duyguyu rafa kaldırmayın. Zira ahde vefa imandandır, namustur! Bunu böyle bilin ve vefanıza laf getirmeyin. Ahde vefasızlık imansızlıktır! Bizler Sinan Ateş'in Türk gençliği adına vermiş olduğu mücadelenin vefasını gütmekteyiz. Bir ömür bu vefayı göstereceğimizden kimsenin Şüphesi olmasın! Lakin bazıların da ahde vefa bulmak, cennete girenler arasında Yezidi bulmak gibi hayali dahi imkânsız bir şeydir. Sinan Ateş'in katilleri çağımızın Yezidleridir! Şu hiç unutulmasın ki sizler Yezid oldukça, Bizler de Ali'nin yolundan, şaşmayacak olanlardanız! Genel Başkanlığı döneminde rahmetli başkanın önünde el pençe divana duranlar, bugün şehidin arkasından türlü iftiralar ile kendilerinde arayıp da bulamamış oldukları vicdan ve vefa duygusunu yatıştırmaya çalışmaktadır. Bu berhava çabaların, boşa çıktığını tarih tüm milletimize gösterecektir.
"Doğruları konuşurken korkmayacağız"
Ozan Arife, Muhsin Yazıcıoğlu'na ve daha nicelerine 'hain' diyenlerden Sinan Ateş'e vefa beklemek de oturduğumuz o sofralarda, inandığımız ülküdaşlık hukukunun gereğiydi fakat zaman göstermiş oldu ki yine de bu haklı beklenti bizlerin ayıbı oldu. Bırakalım, bizlerin ayıbı olsun. Vefasızlıkla bir ömür sürdürmekte olanların, kendi ayıplarını görmesini de beklemiyoruz. Ülkü devlerini bugün burada göremezsiniz, Milliyetçi iradeye hâkim olduklarını iddia edenleri bugün burada göremezsiniz! Bugün burada rantsız ve çıkarsız olarak büyük Türk Milletinin milliyetçiliğini yapan gençlerden başkasını göremezsiniz! Firat ağabeyinde dediği gibi biz bu davayı 20 kişi, 30 kişi kalsak da sürdüreceğiz! Doğruları konuşurken korkmayacağız, yılmayacağız, bükülmeyeceğiz! Ucunda ölüm bile olsa eğilmeyeceğiz. Türk Devleti'ni ve onu oluşturan Türk Milleti'nin her bir ferdini sevmek suç ise bu suçun faili olmaktan, bir ömür onur ve gurur duyduğumuzun da bilinmesini isteriz.
Büyük Türk Milleti'nin başı sağ olsun.
Konuşmamı Merhum Nihal Atsız'ın dizeleriyle bitirmek istiyorum; "Yer bulmasın gönlünde ne ihtiras, ne haset. Sen bütün varlığınla yurdumuzun malısın. Bir insan değilsin; ne kemiksin, ne de et; Tunçtan bir heykel gibi ebedi kalmalısın. Gün olur ki mertliğin uğrar kahpe bir hinca; Namert bir el arkandan seni vurur kadınca; Bir gün sabrin tükenir.... Silahını kapınca haykırarak çıkarsın yurdunun dağlarına... Tüm şehitlerimizin ve birinci ölüm yıldönümünde andığımız Doç. Dr. Sinan Ateş'in aziz hatıralarına saygı, rahmet ve minnetle” dedi.
Berkan KAYA