10-16 Mayıs Engelliler Haftası kapsamında açıklamalarda bulunan Bartın Otizmli ve Özel Gereksinimli Bireyler Eğitim Yaşam Derneği (OBEY-DER) Yönetim Kurulu Başkanı Berna Şengün, engelli bireylerin yaşadığı sorunlara dikkat çekti. Engelliliğin yalnızca bireyleri değil, ailelerini, toplumu ve kamu politikalarını ilgilendiren yapısal bir mesele olduğunu vurgulayan Şengün, çözümün ise toplumsal farkındalık, güçlü kamu politikaları ve ön yargıların aşılmasıyla mümkün olabileceğini belirtti.
“Engellilik, Toplumun Her Kesimini Etkileyen Bir Gerçekliktir”
Açıklamasında Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 12’sinin engelli bireylerden oluştuğunu hatırlatan Şengün, engelliliğin ekonomik ya da sosyal statüyle sınırlı bir durum olmadığını ve herkesin hayatının bir noktasında engelli olabileceğini ifade etti. “Engelli bireylerin yaşadığı sorunlar yalnızca onların değil, hepimizin ortak sorunudur,” diyen Şengün, insan onuruna yakışır bir yaşamın herkesin hakkı olduğunu vurguladı.
“Yasal Düzenlemelere Rağmen Ön Yargı ve Erişilebilirlik Sorunları Sürüyor”
Zihinsel ya da bedensel yetersizliği bulunan bireylerin yıllardır mücadele ettiği sorunların yasalarla korunma altına alınmasına rağmen, özellikle mimari engeller, eğitimde fırsat eşitsizliği, istihdam alanındaki ayrımcılık ve toplumsal ön yargılar gibi ciddi sorunların hâlâ devam ettiğine dikkat çeken Şengün, bu konuda daha güçlü adımlar atılması gerektiğini söyledi.
Bartın Otizmli ve Özel Gereksinimli Bireyler Eğitim Yaşam Derneği (OBEY-DER) Yönetim Kurulu Başkanı Berna Şengün’ün açıklamaları şu şekilde:
“10-16 Mayıs Engelliler Haftası engelli bireylerin haklarının görünür kılınması, dünyada ve ülkemizde engelli bireylerin sorunlarının gündeme gelmesi açısından önemli bir zaman dilimidir. Engellilik ekonomik ve sosyal statü ne olursa olsun toplumun tüm kesimlerini etkileyen bir olgudur. Ülkemiz nüfusunun yüzde 12 gibi önemli bir kısmını engelli bireyler oluşturmaktadır. Ülke nüfusunun önemli bir kısmını oluşturan zihinsel ve bedensel yetersizliği olan bireylerin her türlü ihmal ve dışlanmasını önleyecek, toplumsal hayata ayrımcılığa uğramadan etkin katılımlarımı sağlayacak politikalar geliştirilmiş, engellilerin hakları yasalarla koruma altına alınmıştır. Yıllar içinde toplumda engelliliği bir trajedi, acınacak bir durum olarak gören anlayış zamanla nispeten zayıflamış, bireylerin engelli olmalarından dolayı maruz kaldıkları olumsuz tutumlar insan hakları ihlali olarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Ancak tüm yasal düzenlemelere ve toplumun engelliye karşı bakış açısında ki olumlu gelişmelere rağmen engelli bireyler günümüzde de hala pek çok alanda engellerle mücadele etmek zorundadır. Çoğu zaman mimari engellere, eğitimde fırsat eşitliğinin önünde ki engellere, istihdam alanında ki engellere, en önemlisi de ön yargı engeline maruz kalmaktadır.
“Bu Sorunlar Hepimizin Sorunu”
Engelli bireylerin yaşadığı sorunlar ailelerinin, çevrenin, toplumun kısacası hepimizin sorunudur. Engellerin ortadan sadece kendi sorunları değil kalkması, hepimizin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi ve insan onuruna yakışır bir yaşam sürmenin her bireyin doğal hakkı olduğu bilinci ile mümkün olacaktır. Engel grupları arasında yer alan Nörogelişimsel bozukluk olarak tanımlanan Otizm Spectrum Bozukluğu günümüzde 36 çocuktan birinde görülmektedir. Erken tanı, nitelikli, dozunda ve bireye özel yoğun eğitim şartlarının oluşturulması başta olmak üzere otizmli bireyler için bugün sarf edilecek her bir çaba, yapılacak her bir düzenleme yetişkin çağına gelmiş birçok otizmlinin sağlayacaktır. Böylelikle biz ailelerin gelecek kaygısı azalacak, benden sonra is gücüne kazandırılmasını evladım ne olacak sorusu yanıtını bulacaktır. İstihdama katılan, toplumsal entegrasyonu tamamlanmış olan bireyin devletimizin üzerinde ki maddi manevi yükü de ortadan kalkmış olacaktır.
“Daha Kapsayıcı Bir Dünya İnşa Etmek Mümkün”
Otizmli ve engelli aileleri olarak sorunlarımızın anlaşılmasını ihtiyaçlarımıza yönelik düzenlemelerin vakit kaybetmeden hayata geçmesini talep ediyor. Devletimizin otizmli birey ve ailelerinin sorunlarına çözüm üretebilecek kadar güçlü olduğuna, toplumun farklılıklarımızla biz ve evlatlarımızı benimseyecek kadar sağlam değerleri olduğuna inanmaktayız. Hep birlikte daha kapsayıcı bir dünya inşa etmek mümkün.”
YUSUFHAN KABAKCI
