Tarımda Geleneksel Üretim ve Buğday Krizi
Cumhuriyet’in ilk yıllarında Bartın ekonomisinin bel kemiğini tarım oluşturmaktaydı. 1920'lerde Bartın’da etkin olan tarımsal faaliyetlerin büyük çoğunluğu tahıl üretimi üzerineydi. Buğday, arpa, yulaf ve mısır gibi ürünler en yaygın olarak yetiştirilen tahıllardı. Ancak en fazla ekilen ürün buğday olmasına rağmen, bölgenin buğday üretimi halkın ihtiyacını karşılamada yetersiz kalıyordu. 1927 yılında yapılan nüfus sayımına göre Bartın’da kişi başına düşen yıllık buğday ihtiyacı 205 kg iken, toplam üretim bu talebin çok altında kalıyordu. Bartın’da yıllık buğday üretimi sadece 4 milyon kg iken, halkın ihtiyacı yaklaşık 13 milyon kg olarak hesaplanıyordu. Bu durum, bölgenin dışarıya tarımsal ürün satmasını engelliyor, yerel ticaretin gelişmesini sınırlıyordu.
Bununla birlikte, mısır üretimi ise bölge için daha avantajlıydı. Bartın topraklarının mısır üretimine uygun olması, yıllık toplam tarımsal gelirin büyük bir kısmının mısırdan elde edilmesine olanak sağlıyordu. Hatta, Bartın’ın bu dönemde mısır üretiminde diğer bölgelere göre daha başarılı olduğu ve Bartın arazisinin buğday yerine mısır üretimine daha elverişli olduğu sıkça dile getiriliyordu.
Tütün Üretiminde Dönemsel Dalgalanmalar
Bartın, tütün üretimiyle de ön plana çıkan bir bölgeydi. Cumhuriyet öncesinde Osmanlı döneminde de tütün üretimi önemli bir ekonomik faaliyet olarak görülmekteydi. 1920-1922 yılları arasında Bartın’da 2.174 dönüm arazide yaklaşık 193 ton tütün üretilmişti. Tütün, ticaretin önemli bir parçası olup, bu ürünün ihracat içindeki payı %5,95’e ulaşmıştı. Ancak, 1927 yılında tütün üretiminde büyük bir düşüş yaşandı ve sadece 31 dönümlük arazide tütün ekimi yapılabildi. Bu düşüşün nedeni, zirai tütün fidelerinin keşfi sırasında yapılan hatalar ve tütün kalitesinin düşmesi olarak gösterilmiştir. Tütünün kalitesinin düşmesi, ticarette Bartın tütününün talebini de olumsuz yönde etkiledi.
Hayvancılık ve Geleneksel Yöntemlerle Üretim
Bartın’da tarımsal faaliyetlerin yanı sıra hayvancılık da önemli bir ekonomik uğraş alanıydı. Hayvan gücünden tarla sürmede ve taşımacılıkta yaygın olarak yararlanılıyordu. Özellikle öküz, at ve katır gibi hayvanlar, tarımsal faaliyetlerde çift sürme işlerinde kullanılıyordu. 1927 yılında Bartın’da 18.267 adet öküz olduğu kaydedilmiştir. Bununla birlikte, hayvancılık daha çok ailelerin kendi ihtiyaçlarını karşılamaya yönelikti ve ticari bir faaliyet olarak görülmüyordu.
Sanayide Kereste ve Fabrikaların Yükselişi
Bartın’ın geniş ormanlık alanları, kereste üretiminin ön plana çıkmasına neden olmuştur. 1927 yılında Bartın’da dört büyük kereste fabrikası aktif olarak çalışmaktaydı. Bu fabrikalar, bölgedeki ormanların sağladığı hammadde ile üretim yaparak İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlere kereste ihraç ediyordu. Kereste fabrikalarının yıllık üretim kapasiteleri 20.000 metreküpü bulabiliyordu. Bartın’daki kereste üretimi, Cumhuriyet’in ilk yıllarında bölgenin en önemli sanayi faaliyetlerinden biri olarak öne çıkmıştır.
Ayrıca, Bartın’da su değirmenleri de önemli bir üretim aracıydı. Su gücüyle çalışan bu değirmenler, özellikle buğday öğütme işlerinde kullanılıyordu. Bartın’a iki kilometre uzaklıktaki “Ordu yeri” bölgesinde bulunan bir değirmen, 150 beygir gücünde olup günlük 2.400 kilo un üretebiliyordu. Bu değirmenler, bölgedeki tarımsal üretimi destekleyen önemli unsurlar arasındaydı.
Madencilik: Henüz İşlenmemiş Cevherler
Cumhuriyet’in ilk yıllarında Bartın’da madencilik faaliyetleri de başlamıştı. Safranbolu’nun yakınlarında kömür ve demir madenleri bulunmuş ancak bu madenler henüz tam olarak işlenmemişti. 1927 yılında Bartın’a üç saat mesafedeki Amasra’da kömür ocakları işletiliyordu. Bu ocaklardan günlük 50-60 ton kömür çıkarılarak ticareti yapılıyordu. Maden kaynaklarının tam anlamıyla değerlendirilememesi, Bartın’ın sanayi ve ticaret potansiyelini tam olarak ortaya koyamasa da, ilerleyen yıllarda bu madenlerin işlenmesi ile bölge ekonomisinin çeşitlenmesi sağlanmıştır.
Haber Merkezi
Herkes uretiyormus şimdi toplum tüketici oldu usengeclik var maalesef