Uzun süredir tartışılan ve tepkilere yol açan proje ile ilgili Mimarlar Odası tarafından organize edilen toplantıya Belediye Başkanı Yalçınkaya, CHP Bartın İl Başkanı İsmail Cem Akyol, Bartın Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Halil Balık, Mimarlar Odası Bartın Temsilcisi Selda Çelikyay ve çok sayıda STK temsilcisi katıldı.
Toplantıda konuşan sivil toplum temsilcileri, projenin mevcut haliyle Bartın'a ve doğal güzelliklerine zarar vereceğini savunarak, projenin yeniden değerlendirilmesi ve bu değerlendirme sürecinde tüm paydaşların görüşlerinin alınması gerektiğini vurguladılar. evreye ve kente duyarlı vatandaşların da projeye karşı tepkilerini dile getirdiği toplantıda, DSİ yetkililerine projenin yeniden değerlendirilmesi için çağrı yapıldı.
“Çin Seddi gibi..”
Bartın Belediye Başkanı Rıza Yalçınkaya’nın açıklaması şu şekilde:“Bartın Belediye Başkanı olur olmaz DSİ İl Müdürlüğüne yazı yazdım. ‘Bartın Belediyesi’nde bir yönetim değişikliği olmuştur. Seçilen yeni başkana ırmak kenarındaki ıslah çalışmalarıyla ilgili bilgi verilmesini ve belediye yönetiminin aydınlatılması’ konusunda yazı yazmıştım. Bunun ardından DSİ Müdürü ve müteahhit temsilcileri gelerek brifing verdi. Kendilerine sorular sorduk ve bazı sorulara cevap veremediler. Biz de kendi değerlendirmelerimizi yaparak il koordinasyon toplantımızda DSİ bölge müdürümüzün bilgi vermesinin ardından ben de söz alarak bu projenin yanlışlığını dile getirmiştim. En azından bir odu bitti ile Bartın halkına böyle bir projenin dayattırılmaması gerektiğini dolayısıyla bu proje hayata geçirilirken ilk baştan STK’ların görüşü, Bartın Belediyesi’nin görüşü, TSO’nun görüşü ve tüm Bartın halkının görüşü alınarak böyle bir projenin hayata geçirilmesi konusunda inşai faaliyetlerin başlaması gerektiğini söylemiştim. Orada da bölge müdürü projenin Bartın için çok faydalı olduğunu ve dolayısıyla Bartın’da bir daha sel taşkının yaşanmayacağını ve onun için yapıldığını dile getirmişti. Ben de bu anlamda gene sorularımı yönelterek projenin başta yanlış olduğunu ve oldu bitti ile Bartın halkına kabul ettirilmek istendiğini, bu nedenle en azından yeni seçilen bir belediye başkanı ve yönetimi ile belediye meclisi ile yeniden Bartın halkının aktörlerini de yanımıza alarak kendilerinin de bize masada bilgi vererek projenin eksikliklerini, hatalarını tartışarak, en azından kötü bir proje olarak yapılması yerine, Bartın’ın doğal güzelliğini elimizden alan, Bartın halkının yaşam alanını bence bir Çin Seddi gibi duvarla örerek Bartın halkının nefes alabileceği yeri halkımız için yaşanamaz bir hale getiren bu projenin yanlışlarını görerek düzeltilmesini ve düzeltildikten sonra da inşai faaliyetlerin devam edebileceğini söyledik. Ama maalesef il koordinasyon kurulu toplantısından çıktığımız andan itibaren bizim ricalarımızın kabul görmediğini, bildiklerini okumaya devam ettiklerini gördük. Bu da bizi üzdü.
“Gelin bu yanlıştan bir vazgeçin”
Bu kentin TSO Başkanı, bu kentin Mimarlar Odası Başkanı, Belediye Başkanı ve yönetiminin görüşlerini almadan biz yaparız anlayışı ile bu işin devam etmesi Bartın halkına karşı yapılan çok büyük bir yanlışlık. Bizi kaale almadan siz istediğiniz kadar konuşun istediğiniz kadar karşı çıkın biz yaparız anlamında bir işle karşı karşıyayız. Dolayısıyla bugün burada yapılan işlemlerin en azından devam etmemesi konusunda bir kez daha uyarıda bulunuyoruz. Yani gelin bu yanlıştan bir vazgeçin, birlikte oturalım bir değerlendirme yapalım. Bartın’ın güzelliklerini elimizden almayın, Bartın halkının senelerdir bu Bartın Irmağında çok güzel hatıraları vardır. Bu hatırların elimizden alınmasını kaybolmasını istemiyoruz. Bizden sonraki nesil de bu güzellikleri yaşasın, Bartın Irmağı’nın bu güzelliklerinden faydalansın istiyoruz. Bizim öyle bir art niyetimiz yok. Devletin yatırımı devam etsin, ama bu yatırımda eksiklikler varsa, hatalar varsa bu hatalardan bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini söylüyoruz. Bu alan nitelikli doğal koruma alanı yani birinci derece doğal sit alanı. Bu alanda bir inşai faaliyet başlıyor ve kimseye bu proje gösterilmeden hemen fore kazıklarla çalışmalara başlıyorlar.
“Onaylanan plan içerisinde bu inşaai faaliyet yok”
Aslında normalde belediye sınırları içerisinde veya il sınırları içerisinde DSİ bir projeye başlıyorsa bir izin alınır. Burada ise belediye sınırları içerisinde yapılıyorsa Bartın Belediyesi’ne proje ile başvurarak inşaat iznini alması gerekiyor. Ama bunların hiçbiri yapılmamış. Mesela Bartın Belediyesi nitelikli doğal koruma alanı ile ilgili bir imar planı yapmış. Bu plan belediye tarafından yapılmış, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na göndermiş, oradaki doğal koruma kurulu da bu planı onaylamış. Onaylanan plan içerisinde ama bu inşaai faaliyet yok. Bu plan sonra Meclise gelerek Bartın Belediyesi ile DSİ Bölge Müdürlüğü müteahhidi korumak amacıyla işbirliği protokolü yapılıyor. Bu protokol içerisinde ‘Biz burada inşai faaliyete başlıyoruz. Bu faaliyet öncesinde bize Bartın Belediyesi olarak işlem yapılacak olan alanlardaki alt yapıları deplase ederek bu alanı bize teslim edin’ anlamında bir protokol yapılıyor. Bu protokolün gerçekleşmemesi halinde de Bartın Belediyesi’nin olabilecek gecikmeler nedeniyle müteahhide ödenecek tazminatlardan sorumlu olacağı, aba altından sopa göstererek belediyeyi korkutarak siz bunu kabul edin bu iş böyle gitsin anlamında bir dayatma ile meclisten geçirmeye çalışıyorlar ve meclisten de bu planın onayı ve protokol kabul ediliyor. Ama bu planın içerisinde yani belediyenin sadece koruma amaçlı yaptığı planın içerisinde böyle bir inşai faaliyeti belirten bir şey tartışılmıyor. Bartın Belediyesi’nin bu projenin yapım anlamındaki planından haberi yok. Plan gelmemiş, yapılacak şeyler gösterilmemiş. Sadece protokol gelmiş, bu protokole uymadığınız takdirde eğer işi geciktirirseniz, eğer müdahale edersiniz tazminata mahkum olursunuz gibi bir korkutma ile kabul edilmiş.
“Çözüm yolu olarak Çıldır Mahkemesi gösteriliyor”
İşin ilginç tarafı da eğer bu anlamda bir anlaşmazlık olursa DSİ ile Bartın Belediyesi arasında müteahhidin zararına olan bir şeyde Çıldır Mahkemeleri bu kararı değerlendirecektir diyor. Yani böyle bir şey olabilir mi. Çıldır’daki mahkemeler Bartın’daki olabilecek DSİ ile müteahhit ile Bartın Belediyesi arasındaki bir anlaşmazlıkta çözüm yolu olarak Çıldır Mahkemesi gösteriliyor. Hukuka aykırı. Çünkü inşai faaliyet burada sürüyor. Eğer burada bir yanlışlık varsa buranın mahkemeleri çözüm yolu olarak gösterilir. Çözemiyorsa idari mahkemeler, istinaf mahkemeleri gösterilir. Çıldır niye gösterildi bunu da anlamakta zorlanıyorum.
Burası doğal sit alanı. Bu alanın kimler tarafından korunacağı belli. Bu alan Doğal Koruma Kurulu tarafından korunması gereken bir alan. Ben şimdi soruyorum. Doğal Koruma Kurulu Başkanı ve heyet acaba Bartın Irmağı’nı bu anlamda mı koruyorlar bu şekilde mi koruyorlar. Birinci derece nitelikli korunacak alanda bu inşai faaliyete nasıl müsaade ederek böyle bir korunması gereken mutlak alanın elimizden kayıp gitmesine nasıl göz yumuyorlar ben gerçekten anlamakta zorlanıyor ve çok üzülüyorum.
“DSİ Bölge Müdürü sözünde durmadı”
Bir kez daha şunu söylüyorum. Devletin yatırımları devam eder, devlet şehrin ihtiyaçlarına göre yatırımını yapar. İlgili müdürlükleri vasıtasıyla bu yatırımları devam ettirir ve bu kentte yaşayan insanların yaşadıkları sorunların ortadan kalkması için alınması gereken tedbirler varsa bunu yapar. Bu devletin gerçek görevi. Ama bu çözüm yolu bir duvarla Bartın Irmağı’nın etrafının kapatılarak Bartın’ı sel taşkınlarından koruyacağız anlamında bir projenin olmaması lazım. En azından bizi bir dinleyin sesimizi duyun dedik ama duymuyorlar. Ben bir kez daha DSİ Bölge Müdürünün il koordinasyon Kurulu toplantısında söylediği sözü hatırlatmak istiyorum. ‘Gelin oturalım, sizin eleştirilerinizi masa başında çözelim, siz anlatın alternatif proje sunun, yapılabilecek ortak çalışma varsa birlikte yapalım dedi. Ama DSİ Bölge Müdürü sözünde durmadı. Toplantıda aklı sıra bizi geçiştirdi, tepkiyi azaltmak istedi ve sonucunda da bildiğini okumaya devam ediyor. Ben bir kez daha DSİ Bölge Müdürünün verdiği sözü tutmasını istiyorum. Sanayi Ticaret Odası, Bartın Belediyesi ve STK’lar ile tekrar bir araya gelerek bu projenin devamı konusunda gördüğümüz yanlışlıkları bizim karşımızda bir kez daha dinlemesini ve ondan sonra karşılıklı bir fikir alışverişinde bulunarak ortak biz çözüm yolunda bu projenin sağlıklı bir şekilde devam etmesi konusunda bir fikir birliğine varmamız gerektiğini söylüyorum. Verdiğiniz sözü tutun. Bartın’da bir toplantı daha yapalım en kısa zamanda da oldu bitti ile dayatılan bu projenin doğru bir istikamete gitmesini istiyorum. Gerçekten üzüldüğüm bir nokta var. Bu kentte bu oldu bittilere karşı sesini çıkarma cesaretini ortaya koyan az sayıda insanın bu feryatlarına birilerinin hala kulak vermeyerek bildiklerini okuması beni üzüyor. Dolayısıyla ben yeni seçilen bir belediye başkanı olarak belediye meclis üyesi arkadaşlarımla birlikte bu anlamda üzerimize düşen görevi yapacağız. Yani Bartın halkı bize güvendi, inandı, Bartın’a her konuda sahip çık dedi. Dolayısıyla biz de Bartın halkının bize desteğiyle elimizden gelen gayreti göstereceğiz.
“İmar izni verilen evlerin sular altında kalacağını düşünmüyorlar”
Bartın Belediyesi olarak, yönetim olarak Meclis Üyesi arkadaşlarımız ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle birlikte bir mücadele içerisinde olacağız. Bu bir siyasi parti meselesi değil, kimse de bunu yanlış anlamasın. Cumhuriyet Halk Partili bir belediye başkanı buna karşı çıkıyor anlamında bir anlayış olursa buna üzülürüm. Bu Bartın’ın ortak meselesi ve siyasi görüşleri farklı olan insanların da canı sıkılıyor ve üzülüyor. Yani bir hilkat garibesi gibi Çin seddini andıran duvarlarla, bu canım güzelliklerin ortadan kaybolmasını hiçbir Bartınlı istemiyor. O yüzden siyaset üstü bir tavır ve davranış içerisinde olmaya gayret ediyorum. Ben hiçbir zaman zaten o siyasetçi anlayışı içerisinde olmadım. Çünkü Bartın’ın zararına olan ve Bartın’da yaşayan insanların hak ettikleri yaşam alanlarında sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeleri konusunda biz her zaman yapılan yanlışlıkların karşısında olduk. Termik santral olayında nasıl ki 15 yıl mücadele ettiysek bugün de aynı şekilde bu projeyle ilgili de hataları ve yanlışları söylemeye devam edeceğiz. Dolayısıyla da birileri inşallah bizim bu feryadımızı duyar, birileri bizim b u şikayetlerimizi kendi vicdanlarında hissederler ve sonucunda da doğru bir karar alarak yapılanlardan en azından yanlışlardan dönerek devam etmeleri sağlanır. Bir kez daha üzerine basarak söylüyorum; bu siyasi anlamda yapılan bir basın açıklaması değildir. Çünkü tarafsız olan bir Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımız var, yine her görüşten mimar arkadaşları temsil eden bir meslek örgütü olarak Mimarlar Odası ve ben de Bartın Belediye Başkanı olarak bu kentte yaşayan 75 bin insanı ocusun, bucusun demeden hizmet etme anlayışıyla halk tarafından seçilmiş bir yerel yönetim temsilcisiyim. Dolayısıyla bizler Bartın sevdası içerisinde olan insanlar, yapılan bu projenin yanlış olduğunu ve düzeltilmesi gerektiğini söylüyoruz. Bu işin bir siyasi yanı yok, lütfen birileri bunu siyasi olarak değerlendirmesin. Bu, halkın bir sorunu ve biz de bunu tarafsız bir şekilde dile getiriyoruz.
Devlet Su İşleri (DSİ) Bölge Müdürlüğü yetkilileri; bu projenin Bartın’a çok büyük fayda getireceği, bu projenin Bartın’ı sel taşkınlarından koruyacağını üstüne basa basa söylüyorlar. Bu proje üzerinde çok çalışıldığı, bu proje üzerinde termodinamik, hidrodinamik ve yapay zeka kullanılarak 2 boyutlu alan çalışmaları yapılarak böyle bir projenin hayata geçirildiğini ve Bartın’da yaşanan sel felaketlerinin bir daha yaşanmaması için yapılabilecek en iyi proje olduğunu söylediler. ‘Biz Bartın Irmağı’nın suyunu yükselteceğiz ve dolayısıyla denize dökümü kolay olacak’ diyorlar. Ama arka tarafta eksi 8’de, eksi 9’da ve eksi 10 kotlarında yapılan ve daha önce imar izni verilen evlerin de sular altında kalacağını düşünmüyorlar. Yani bir taraftan ırmağı denize rahat dökeceğiz ama diğer tarafta daha önde yapılmış inşai faaliyetlerde oturan insanların can ve mal güvenliğini nasıl çözeceklerine yönelik de net bir bilgi vermiyorlar. Bu nedenle de projenin üzerinde düşünülerek, tartışılarak, eksileri artıları iyi bir şekilde değerlendirilerek yapılan bir proje olduğunu zannetmiyorum.
YUSUFHAN KABAKCI
Umur bey dünya pek umurunuzda değil.
Yazıdan alıntıdır. "Bu protokolün gerçekleşmemesi halinde de Bartın Belediyesi’nin olabilecek gecikmeler nedeniyle müteahhide ödenecek tazminatlardan sorumlu olacağı, aba altından sopa göstererek belediyeyi korkutarak siz bunu kabul edin bu iş böyle gitsin anlamında bir dayatma ile meclisten geçirmeye çalışıyorlar ve meclisten de bu planın onayı ve protokol kabul ediliyor. """ Müteahhite yapilacak tüm ödemeleri kesin, Belediye ıslah projesini kendi projelendirip devam etsinler, ama müteahiti bir daha şehrin sınırları içerisinde görmek istemiyoruz dersiniz.
Kesinlikle durdurulmalı ve sit alanı olarak kalmalıdır.
Merhaba bu camlar başka yerde değerlendirilmeli oluyorsa büyük akvaryum veya olursa yunus havuzu veya cam teras zaten sel taskini sırasında arama kurtarma yapan AFAD ekibinin işini zorlaştırir yerinden çıkarsa sel esnasında suyum mahsur kalan Canlılara Zarar verebilir bence yunus havuzu yaptıralım Bartın'da zaten ne hayvanat bahçesi nede akvaryum var bu malzemeler u amaçla kullanabilir ve bedava gitmemiş milli sermaye