Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı adına yürütülen Türkiye Kadına Yönelik Şiddet Araştırması, kadınların maruz kaldığı şiddetin boyutlarını tüm yönleriyle ortaya koydu. TÜBİTAK 1007 Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Projeleri Programı kapsamında Marmara Üniversitesi ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) iş birliğiyle gerçekleştirilen araştırmada, 15-59 yaş grubundaki 18 bin 275 kadın ile görüşüldü.
Araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye genelinde kadınların yüzde 12,8’i yaşamlarının herhangi bir döneminde fiziksel şiddete maruz kaldı. Kadına yönelik şiddetin bölgesel dağılımına bakıldığında, Bartın’ın da içinde bulunduğu TR8 Batı Karadeniz Bölgesi’nde bu oran yüzde 18,3 olarak açıklandı. Fiziksel şiddetin en yoğun görüldüğü bölge yüzde 25,9 ile Kuzeydoğu Anadolu, en düşük olduğu bölge ise yüzde 8,8 ile Ortadoğu Anadolu olarak belirlendi.
Araştırma, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin sadece eş veya eski eşle sınırlı kalmadığını, kadının ailesi, sosyal çevresi ve yabancılar tarafından da farklı türlerde şiddete maruz bırakıldığını ortaya koydu. Fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik, ısrarlı takip ve dijital şiddet türlerinin ayrı ayrı ele alındığı çalışmada, teknolojinin gelişmesiyle birlikte dijital şiddet ve ısrarlı takibin son yıllarda belirgin biçimde arttığı görüldü.
Araştırma verilerine göre, kadınların yüzde 28,2’si psikolojik, yüzde 18,3’ü ekonomik, yüzde 12,8’i fiziksel şiddete maruz kaldı. Fiziksel şiddetin en fazla görüldüğü yaş grubu yüzde 14,7 ile 35-44 yaş aralığı oldu. Bu yaş grubunu yüzde 14,3 ile 45-59 yaş grubu, yüzde 11,9 ile 25-34 yaş grubu takip etti.
Medeni durum açısından değerlendirildiğinde, boşanmış kadınlar en yüksek oranda şiddete maruz kalan grup olarak dikkat çekti. Boşanmış kadınların yüzde 62,1’i psikolojik, yüzde 42,5’i ekonomik, yüzde 41,5’i ise fiziksel şiddet yaşadığını ifade etti. Evli kadınlarda bu oranlar sırasıyla yüzde 26,4, yüzde 19,9 ve yüzde 11,6 olurken, hiç evlenmeyen kadınların yüzde 25,7’si psikolojik şiddete, yüzde 14,2’si dijital şiddete, yüzde 13,4’ü ise ısrarlı takibe maruz kaldı.
Kadına yönelik dijital şiddet olaylarında en çok “yabancı biri” öne çıktı. Dijital şiddet mağdurlarının yüzde 62,3’ü, ısrarlı takip mağdurlarının ise yüzde 39,6’sı bu şiddeti tanımadığı kişilerden gördüğünü belirtti.
Eğitim düzeyi arttıkça ekonomik şiddet oranının düştüğü dikkat çekti. Hiç okul bitirmeyen kadınların yüzde 31,8’i ekonomik şiddete maruz kalırken, yükseköğretim mezunlarında bu oran yüzde 8,9’a geriledi.
İstihdam durumu açısından bakıldığında, şiddete uğrayan kadınların en çok özel sektörde çalıştığı tespit edildi. Psikolojik şiddet yaşayan kadınların yüzde 34’ü özel sektörde, yüzde 31,9’u kamu sektöründe çalışıyor. Ekonomik şiddete maruz kalanlarda da benzer bir dağılım gözlendi; özel sektörde çalışanların yüzde 21,1’i, kamu çalışanlarının ise yüzde 10,6’sı bu tür şiddete maruz kaldığını bildirdi.
Son 12 aylık döneme ilişkin veriler ise şiddetin sürekliliğine dikkat çekti. Kadınların yüzde 11,6’sı psikolojik, yüzde 3,7’si dijital, yüzde 3,2’si ekonomik, yüzde 3,1’i ısrarlı takibe, yüzde 2,6’sı fiziksel ve yüzde 0,9’u cinsel şiddete maruz kaldı. Psikolojik şiddet son bir yıl içinde en çok görülen şiddet türü olurken, dijital şiddet ikinci sırada yer aldı.
Yerleşim yeri bakımından bakıldığında, yoğun kentlerde yaşayan kadınların yüzde 12,2’si psikolojik, yüzde 4,2’si dijital şiddet mağduru oldu. Kırsalda yaşayan kadınlarda ise psikolojik şiddet oranı yüzde 10,8, ekonomik şiddet oranı yüzde 3,7, fiziksel şiddet oranı ise yüzde 2,6 olarak belirlendi.
Araştırma sonuçları, kadınların yaş gruplarına göre maruz kaldıkları şiddet türlerinde farklılıklar olduğunu da ortaya koydu. 15-24 yaş grubundaki kadınlar, son 12 ayda en yüksek oranda şiddetle karşılaşan kesim oldu. Bu yaş grubundaki kadınların yüzde 15,2’si psikolojik, yüzde 7,3’ü dijital şiddete maruz kaldı.
YUSUFHAN KABAKCI









KUFUR ETMEK ARTİK NOKTALAMA İSARETİ GİBİ OLMUS ESKİDEN SOYLE Bİ ETRAFİNA BAKARDİ Bİ KADİN VARSA KUFUR ETMEZDİ SİMDİ BAKAN GİDEN YOK DUMDUZ SAYDRİYORLAR