Bartın'da gerçekleştirilen basın açıklamasında, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı %44,38'lik yıllık enflasyon oranının gerçek hayatla bağdaşmadığı vurgulandı. Kamu çalışanları, hükümetin açıkladığı maaş artış oranlarının ekonomik krizle mücadele eden milyonlarca emekçiyi ve emekliyi daha da yoksullaştırdığını ifade etti.Kamu emekçilerinin maaşlarına yapılan %11,54’lük zam "trajikomik" olarak nitelendirilirken, bu oran "emekçilere yapılan büyük bir hakaret" olarak değerlendirildi. Yükselen kira fiyatları ve temel ihtiyaç ürünlerine yapılan zamlarla halkın açlık sınırında yaşamaya zorlandığı ifade edildi."Artık Tükendik! Hep Birlikte Sesimizi Yükseltme Zamanı"Açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 1993 yılında yaptığı bir konuşmadan alıntı yapılarak hükümete seslenildi. Erdoğan'ın “Bu zalim yönetim, bu aziz millete bir bardak çayla bir simidi bile layık görmüyor” sözleriyle, günümüz ekonomik şartlarının adaletsizliği arasında benzerlik kuruldu. Kamu çalışanları, mevcut yönetimin aldığı ekonomik kararların çalışanları ve emeklileri açlıkla baş başa bıraktığını ifade etti.Bartın’da gerçekleştirilen basın açıklaması şu şekilde:“Bugün, emeğimizin değersizleştirilmesine, yaşam şartlarımızın ağırlaştırılmasına, yoksullaştırılmamıza ve insanca yaşam hakkımızın hiçe sayılmasına karşı ülkemizin her köşesinde alanlardayız. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı %44,38’lik yıllık enflasyon oranı, çarşıda, pazarda yaşadığımız gerçeklerle asla bağdaşmamaktadır. Halkı yanıltan bu sahte rakamlarla bizleri sefalete mahkûm etmeye çalışanlara karşı susmayacağız! Yalanlarla örülmüş bu sistemin illüzyonunu reddediyoruz ve emeğimizin onurunu korumak için mücadele bayrağını yükseltiyoruz!Kamu emekçilerinin maaşlarına %11,54 gibi trajikomik bir zam uygulamak, alın terimize ve emeğimize yapılmış büyük bir hakarettir. Üstelik bu hakaret yalnızca kamu emekçilerini değil, toplumun geniş kesimlerini de derinden yaralamaktadır. Ekonomik krizle her gün biraz daha ağırlaşan hayat koşulları, temel ihtiyaçlarımızı bile karşılayamayacak duruma gelmemize yol açmıştır. Açlık sınırında yaşamaya zorlanan milyonlar olarak, bu ekonomik düzenin sürdürülemez olduğunu haykırıyoruz!Buradan, kıymetli basın mensupları aracılığıyla Sayın Cumhurbaşkanı’nın 1993 yılındaki ifadesiyle hükümete seslenmek istiyoruz. Aynen şöyle seslenmişti Sayın Erdoğan: “Bu zalim yönetim, bu aziz millete bir bardak çayla bir simidi bile layık görmüyor. Ülkemizde kira artışları, artık vatandaşların barınma hakkını elinden alacak boyutlara ulaşmıştır. Ortalama konut kira bedeli asgari ücret düzeyine ulaşmıştır.2025 yılına, milyonlarca çalışanı ilgilendiren %30’luk asgari ücret zammı, memur emeklilerine reva görülen %11,54’lük sefalet artışı ve işçi emeklilerine verilen %15,75’lik zam ile girdik. Bu zamlar vatandaşlarımızın büyük bir çoğunluğunu açlığa mahkum etmektir. Bu kölelik düzeni ile hayatta kalmak mümkün değildir. “Çalışanlarımızın çıkarlarını esas alıyoruz”1 Ocak 2025’ten itibaren vergi ve harçlara yüzde 44 zam yapıldı. Ödediğimiz KDV’de geçtiğimiz yıla göre yüzde 81, ÖTV’de ise yüzde 51 artış olacak. Hükümetin kendi alacaklarına yaptığı zam oranları ortadayken, kamu emekçilerine ve emeklilere reva görülen maaş artış oranının sadece yüzde 11,54 olması utanç verici bir durumdur. Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa!Bugün, ne yazık ki kendilerini memurların sesi olarak lanse eden sarı ve yandaş sendikalar, iktidar odaklı politika izleyerek çalışanların haklarını savunmaktan uzak kalmışlar, bu adaletsiz zam oranlarına ses çıkarmamışlardır. Siyasi iktidarlara payanda olarak sendikacılık yapıldığı müddetçe kaybeden kamu çalışanları olacaktır. Bizler bu anlayışa şiddetle karşı duruyor, hak arama mücadelemizde yalnızca çalışanlarımızın çıkarlarını esas alıyoruz.“Eşit işe eşit ücret talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz!”Hakkımız olanı talep etmek için buradayız:Gerçek enflasyon rakamları temel alınarak memur ve emekli maaşlarına insanca yaşamaya uygun bir artış yapılmalı, eşit işe eşit ücret ödenmelidir. Enflasyon farkları aylık olarak hesaplanarak maaşlara yansıtılmalıdır.Kadın emekçilerin üretim sürecine eşit koşullarda katılabilmesi için iş yerlerinde ücretsiz kreşler açılmalıdır. Bu adım, yalnızca kadınların ekonomik özgürlüklerine katkı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine de güç kazandıracaktır.Vergi adaleti sağlanmalı, ücretli çalışanların vergi dilimi %15’e sabitlenmeli, temel ihtiyaçlara uygulanan dolaylı vergiler kaldırılmalıdır.İşverenin güdümünde olmayan, bağımsız kamu emekçileri konfederasyonlarının söz sahibi olduğu bir toplu sözleşme sistemi şarttır! Eşit işe eşit ücret talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz!“Bu çelişkiyi asla kabul etmiyoruz”Kamu kurumlarındaki mülakat uygulamasına son verilerek liyakatin esas alındığı bir sistem kurulmalıdır.Artık sessiz kalma zamanı değildir. Siyasi iktidarın"fahiş fiyatlı ürünleri boykot edin" çağrısı, siyasi iktidarın halktan ne kadar kopuk olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Emekçi ve emeklilere yapılan bu boykot çağrısı, bir avuç ayrıcalıklı azınlığın sokaktan, çarşıdan ve halkın gerçeklerinden tamamen uzaklaştığını açıkça göstermektedir.Siyasi iktidara soruyoruz: Elimizde bir simit, bir bardak çayla daha neyi boykot edelim? Elektrik faturasını mı? Çocukların eğitim masraflarını mı? Market reyonlarını mı? Ulaşımı mı? Bu çelişkiyi asla kabul etmiyoruz! 2025 yılı için açıklanan yıllık zam oranı bizlere göstermektedir ki; siyasi iktidar kemer sıkma politikalarını terk ederek adeta memur ve emeklilerin boğazını sıkma politikasına geçiş yapmıştır. Alın teri ve emeğin yok sayıldığı, vergi yükünün çalışanların sırtına yüklendiği bu düzene baş kaldırıyoruz. Hakkımızı alana kadar meydanlarda olmaya devam edeceğiz.Bugün üretimden gelen gücümüzü kullanarak, 1 (bir) günlük iş bırakma eylemini gerçekleştiriyoruz. Bu, yalnızca kamu emekçilerinin değil, toplumun her kesiminin mücadelesidir. Bu mücadele, insanca bir yaşam, adil bir gelir dağılımı ve halkın refahını önceleyen bir düzen içindir.Emeğimizin ve onurumuzun hiçe sayılmasına asla izin vermeyeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz! Bu burada bitmeyecektir, taleplerimizin dikkate alınmaması durumunda tüm emekçiler ile genel grevin yapılması sürecinde etkili olacağımızı kamuoyuna buradan ilan ediyoruz.İşyerlerimizden ve alanlardan uyarıyoruz! Emeğimiz için, geleceğimiz için, adalet için mücadeleye devam ediyor ve hükümeti bu yanlıştan acilen dönmeye davet ediyoruz.” YUSUFHAN KABAKCI

TÜİKin söylediklerini ciddiye alamıyoruz Yoksulluk oranını gerçek hayatta yaşayıp görüyoruz gerçek halini.