CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, son günlerde kamuoyuna “miras paylaşımında yeni düzenleme” ve “mirasın eşit bölüşülmesi zorunluluğu kaldırıldı” başlıklarıyla servis edilen haberler üzerine sert bir açıklama yaptı. Bankoğlu, bu haberlerin hukuki bir karşılığının olmadığını belirterek, iktidarın “siyasi nabız ölçme” amacıyla kadınların kazanılmış haklarına yönelik sistematik bir saldırı yürüttüğünü savundu.CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu şunları söyledi:"İktidar uzun bir süredir kadınların kazanılmış haklarına, Medeni Kanun’a, 6284 Sayılı Yasaya ve kadınların daha birçok sosyal ve siyasal haklarına saldırmaktadır. İstanbul Sözleşmesinden bir kararla çıkılmasının ardından ivme kazanan bu süreç, Aile Yılı safsatasıyla doğrudan cinsiyet eşitliğini hedef almış durumdaydı. Kadını sadece aile içi bakıcı rolüne hapseden, işsizliğin sebebi olarak gören, evli ve çocukluysa “anne” kabul eden bu zihniyet, kadını kamusal alandan tamamen silmeye çalışmaktadır. Muhafazakarlık, toplumun ahlakı, kutsal aile gibi kavramlarla kadınların toplumsal yaşamdaki yerini doğrudan hedef alan bir anlayış uzun süredir devam etmektedir. Bu saldırıların son ayağı da bir süredir özellikle yandaş basında yer alan “miras paylaşımında yeni düzenleme”, “miras kavgası sona erdi” gibi süslü cümlelerle basına servis edilen ancak içeriklerde bir türlü hukuki dayanağının yer almadığı haberlerdir.İstanbul Barosu, dolaşıma sokulan bu haberlerin 29/11/2024 tarihli ve 2024/5 sayılı Tapu Sicilinde Arabuluculuk Uygulamaları Genelgesi uygulamasına dayandığını duyurdu. En başta söylemek gerekir ki, Anayasada yer alan eşitlik ilkesi, Medeni Hukuk ve miras hukukunun temel kaideleri bir genelgeyle ortadan kaldırılamayacağı gibi yüzyıla yakın bir geçmişi bulunan en temel haklardan biridir. Taşınmazların devrinde arabuluculukla miras paylaşımı sorunlarının bu şekilde çözümü ise son derece sinsi bir adım olup aile içi hiyerarşiyi, cinsiyet eşitsizliğini yok sayarak kadınların ve kız çocuklarının miras kazanımlarını hedef alan bir düzenlemeye dönüştürülemez. Mülkiyet ve miras paylaşımı gibi konular, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin tarihsel olarak en belirgin olduğu ataerkil toplumlarda, arazi ve mülk ediniminin çoğunlukla erkekler lehine şekillendiği ve kadınlar aleyhine sonuç doğurmaktadır. “Aile içinde uzlaşma” adı altında arabuluculuk görüşmelerinin bu haliyle çoğu zaman kadınların ekonomik bağımlılık, toplumsal baskılar ve aile içi şiddet nedeniyle haklarından rıza göstererek vazgeçtiği alanlara dönüşme tehlikesi bulunmaktadır. Arabuluculuk süreçleri Anayasa’nın eşitlik ilkesine, Medeni Kanun’a ve eşit miras hakkına açıkça aykırı bir genelgeye dayanarak aşındırılamaz. Miras paylaşımı, kadınların Anayasal ve yasal güvencelerle sahip olduğu bir hak meselesidir. Devletin yükümlülüğü ise kadınların ekonomik güvencelerini ve eşit yurttaşlık hakkını korumaktır. Dolayısıyla 100 yıllık kazanımları dahi yok sayan bu çağdışı yorumları hiçbir suretle tanımıyoruz, bu ve benzeri adımlara izin vermeyiz. Kadınların ekonomik kazanımları pazarlık masası konusu olamaz, olmayacaktır. Bu tarz haberleri dolaşıma sokan siyasi aklın hangi zihniyetin aracı olduğunu gayet iyi biliyoruz. Kadınlara yönelik aile içi ekonomik şiddetin devlet eliyle kurumsallaşma riskine karşı bu girişimden derhal vazgeçmeye çağırıyoruz. Bu kazanımlar masa başında alınmadığı; kadınların zorlu mücadelelerle bu tarihsel kazanımların sahibi olduğunu bu ve benzeri adımları atanların dikkatine sunuyoruz."YUSUFHAN KABAKCI
