TOLGA AKINER
Yerel seçimdeki adaylarının belirlenmesi için Ankara’ya gideceklerini ifade eden Kalaycı, Genel Merkez ve Cumhurbaşkanı’nın göstereceği adayın sonuna kadar arkasında olacaklarını söyledi. Kalaycı, “Sandıktan ne çıkarsa başımızın üstüne deriz. Demokrasinin gereği de budur zaten” dedi. Kalaycı kişisel bir hedefinin sözkonusu olmadığını ancak partisinin bir neferi olarak verilen her görevi layıkıyla yerine getirmek için elinden gelen gayreti gösterdiğini vurgularken de, “Turhan Kalaycı’nın bir insana zerre kadar faydası dokunursa kendimi şanslı adlederim. Koltuklar, makamlar, mevkiler bunların hepsi gelip geçici. Ben şuraya geleyim, efendim şöyle olayım… Böyle bir şey yok. Ama Genel Merkezimiz, Sayın Cumhurbaşkanımız bir şeye takdir eder ona da boynumuz kıldan ince” diye konuştu.
TOKİ Kent Ormanı’nda sohbet
Kalaycı, EYBEY Medya, Bartın Halk Gazetesi ve Bartın Pusula Gazetesi’nin sosyal paylaşım sitesi Facebook aracılığıyla gerçekleştirdiği ortak canlı yayınına katıldı. Bartın’ın en gözde mekanlarından biri olan ve TOKİ Kent Ormanı içerisinde bulunan Dirhem Kafe’de gerçekleştirilen canlı yayında EYBEY Medya’nın sahibi ve her iki gazetenin de imtiyaz sahibi olan Mustafa Ahmet Oktay’ın sorularını yanıtlayan Kalaycı, Bartın gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Bartın için biraraya geliyoruz”
Oktay’ın, Bartın halkı tarafından da takdirle karşılanan ilimizdeki diğer siyasi partilerin il başkanları ile gerçekleştirdiği görüşmeler hakkındaki sorusu üzerine Kalaycı, şunları söyledi:
“Ben göreve atandıktan sonra CHP, MHP ve Saadet Partisi’ni ziyarete gittim. Onları ziyaret etmem çok hoş karşılandı. Tabi bunun sokakta da güzel tepkileri oldu. Ziyarete gittiğim zaman bu istişarelerin önemine değinmiştim. ‘Biz her ay biraraya gelerek Bartın’ın sorunlarını konuşmalıyız. Çünkü bizler Bartın için, Bartınlılar için yola çıkan birer neferiz’ dedim. O gün başlattığımız iletişim, bugün her ay kahvaltı yaparak devam ediyor. Çok güzel bir siyasi nezaket var aramızda. Birbirimize ‘ablacığım’, ‘ağabeyciğim’ diye hitap edebiliyoruz. Ayrıyeten Bartın’ın herhangi bir sorununu beraber değerlendirebiliyoruz. Bu olması gereken… Çünkü biz Bartın’a hizmet etmek istiyoruz. Eğer Bartın’a hizmet etmek istiyorsak birbirimizi rakip gibi değil, düşman gibi değil bir dost gibi görüp, Bartınlı için, Bartın’ın faydasına olan herşeyde biraraya gelelim istedik.
“Toplumun buna ihtiyacı var”
Biz her ay il başkanlarımızla biraraya gelmeyi planladık. Hatta bu ay MHP İl Başkanı bizi misafir etti. Bir dahaki ayda Saadet Partisi ya da CHP İl Başkanı misafir edecek. Dönüşümlü olarak birbirimizi hem misafir edeceğiz hem de aramızdaki dostluk bağını kuvvetlendireceğiz. Çünkü toplumumuzun buna ihtiyacı var. Biz birlik ve beraberlik içerisinde bu işi yürütmeliyiz. Yapılan bir iş sadece muhalefet olsun diye eleştirilmemeli. Acaba o iş neden yapılıyor, kim istiyor, neden oluyor bunları bilmemiz lazım. AK Parti yaparsa yanlış yapar, CHP, yaparsa yanlış yapar, MHP yaparsa, Saadet Partisi yaparsa yanlış yapar gibi fikirden kedimizi uzak tutmamız lazım. Kim doğruyu yapıyorsa bizim onu desteklememiz lazım.
“Muhalefet olsun diye yapılan muhalefeti bitirmemiz lazım”
Mustafa Ahmet Oktay, AK Parti ile MHP arasındaki Cumhur İttifakı’nın yerel seçim sürecinde devam ettirilmemesi yönünde alınan kararı anımsatarak, bu durumu nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine Kalaycı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Daha önce böyle bir ittifak yoktu. Sadece genel seçimde böyle bir ittifak gündeme geldi ve herkes kendi partisine oy verdi. Yerel seçimde bu ittifakı yapmak zaten zor. İl Genel Meclisi üyeleri, Belediye Meclisi üyeleri, Belediye Başkanları… Bu ittifak zaten zordu. Liderlerimiz bir karar verdiyse biz AK Parti olarak Sayın Cumhurbaşkanımız ne derse onun izindeyiz. MHP de aynı şekilde. Herkes seçimini yapar, adaylarını çıkarır, hizmetlerini ve projelerini sunar. Bartın halkı bakar ve kimi seçerse biz yine aynı şekilde yolumuza devam ederiz. Çünkü Bartın’ın takdir ettiğini siz de takdir edeceksiniz. Bartın’ın iki milletvekili var. Sayın Yılmaz Tunç AK Parti Milletvekili, Sayın Aysu Bankoğlu CHP Milletvekili doğru mu? Bizim ikisini de takdir etmemiz ve çalışmalarında başarılar dilememiz lazım. Bartın’ın bir sorunu sözkonusu olduğunda da biraraya gelip bunu gidermeye çalışmamız lazım. Sadece ve sadece muhalefet olsun diye muhalefet devrini bitirmemiz lazım.”
Ankara’ya gidiyor
Bir şeyin ya başarılı, ya da başarısız, ya ak ya da kara olduğunu bunların dışında bir ihtimalin sözkonusu olmadığını ifade eden AK Parti Bartın İl Başkanı Turhan Kalaycı, dün itibariyle Ankara’da olacağını ve burada katılacağı toplantılardan ne çıkacağını bilmediğini belirtirken, toplantıda Bartın’daki durumu anlatacağını söyledi. Kalaycı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sandıktan ne çıkarsa başımızın üzerine
“Genel Merkezimiz, Sayın Cumhurbaşkanımız kimi aday gösterirse göstersin AK Parti onun arkasında saf tutar ve durur. Artık yerelde ittifak olmayacağı kesinleşti. Dolayısıyla biz kendi projelerimizi sunacağız, adayımızı tanıtacağız ve Bartın halkının teveccühünü ve oyunu kazanmaya çalışacağız. Bartın halkı da inşallah gereğini yapar. Sandıktan ne çıkarsa başımızın üstüne deriz. Demokrasinin gereği de budur zaten.”
“Biz büyük bir partiyiz”
Son yapılan İl Divan Kurulu toplantısında Belediye Başkanlığı’nın Bartın’da nasıl kazanılabileceğine ilişkin konuşmalarının olduğunun ve bunların Bartın kamuoyunda oldukça ciddiye alındığının anımsatılarak, “Turhan Kalaycı’nın siyaseten bir hedefi var mı?” diye sorulması üzerine ise Kalaycı, AK Parti’nin büyük bir kitle partisi olduğunu söyledi. Kalaycı, şunları söyledi:
“AK Parti her iki kişiden birinin oyunu alan bir parti. Biz birlikte olursak, AK Parti bütünleşirse gerçekten rakibi olmaz. Çünkü çok büyük bir kitle partisiyiz. Bazen arkadaşlarımız, bazı eleştirilerde bulunuyorlar. Bunları normal karşılamamız lazım. 1 çocuğu olanla 10 çocuğu olanın sorunu bir olur mu? 1 tane çocuğu olanın 1 sorunu olur, 10 tane çocuğu olanın 10 sorunu olur. Dolayısıyla AK Parti’nin içinde bazı sorunlar olacaktır. Ama bunlar çözülmeyecek sorunlar değildir. Biz özellikle Bartın’da birbirimizi kardeşçe, hoşgörü içinde sevmeliyiz kucaklamalıyız. Aramıza nifak tohumları ekmeye çalışanlara fırsat vermememiz lazım. Bundan bahsettim. Çünkü biz büyük bir aileyiz. Biz AK Partiyiz, Türkiye’nin ta kendisiyiz.
“Hedefim yok ama takdir edilirse boynum kıldan ince”
Buradan açık bir şekilde söylemek isterim. Bir hedefim yok. Aslında benim Hüseyin Manav arkadaşımın ardından siyaseti bırakma gibi bir eğilimim oldu. Bırakacaktım ve kendi işlerime yoğunlaşıp yoluma devam edecektim. Fakat partimizin, Sayın Cumhurbaşkanımızın bir teveccühü oldu ve bu göreve beni layık gördüler. Ben de elimden geldiğince bu görevi layıkıyla yerine getirmeye çalışıyorum. Benim tek amacım faydalı olmak. Turhan Kalaycı’nın bir insana zerre kadar faydası dokunursa kendimi şanslı adlederim. Koltuklar, makamlar, mevkiler bunların hepsi gelip geçici. Ben şuraya geleyim, efendim şöyle olayım… Böyle bir şey yok. Ama Genel Merkezimiz, Sayın Cumhurbaşkanımız bir şeye takdir eder ona da boynumuz kıldan ince. Yani isterim ki hiçbir makam ve mevki için çekişme, kavga gürültü olmasın. İnanın bir milletvekilliği, belediye başkanlığı, il başkanlığı özellikle de iktidar partisinin il başkanlığı öyle dışarıdan görüldüğü gibi kolay bir şey değil. Gecenin 2’sinde 3’ünde sabahın 7’sinde 8’inde arayan var. Onlara ulaşabilmek, cevap verebilmek o kadar kolay değil.
“1 yıldır kendi işlerime bakamıyorum”
Bu kadar telaşenin ve işin içinde kendi işlerime yaklaşık olarak 1 yıldır hiç bakamıyorum. Ağabeyime ve kardeşime de buradan teşekkürlerimi sunuyorum. Onlar benim yokluğumu hissettirmediler. Benim yokluğumda da çok şükür işlerimiz güzel bir şekilde yürüyor.”
HEMA işçilerinin durumu?
“İşçi arkadaşlarımız partimize geldiler, birlikte bir toplantı yaptık. Ben işçilikten gelen biri olduğum için onları çok iyi anlıyorum. Almanya’da yeri geldi iki üç işte birden çalıştım. Oralardan buraya geldim. Herkesin evi, eşi çocukları var, ödemeleri, kredileri var. Bir babanın aylığı kesildiği zaman inanın o insanın dizlerinin bağı çözülür. Ben bunu anlıyorum. Bu yüzden sendika başkanlarımızla birlikte Enerji Bakanlığı Müsteşarımızın ve Bakan Yardımcımızın yanına gittik. İki defa gittik. İl Başkanları toplantısında da Sayın Cumhurbaşkanımıza bu konuyu bizzat aktardım ve şirketin yazdığı mektubu Sayın Cumhurbaşkanımıza vardım. Sorunların çözülmesi için eliminden gelen ne varsa yaptım. İnşallah bu sorun çözülür. Firmanın kredi alması hususunda yardım talebi var. İnşallah çözülür. Çözülürse de bizim işçi kardeşlerimiz yemeğini yer, ekmeğini yer. Ama burada bir şey var. Termik Santral dediler, bunun yapılmasına hepimiz karşı çıktık. Öyle mi? Fakat kömür çıkarılsın, yıkansın, buradan gemilerle diğer termik santrallere gitsin, ona da karşısın. İçimizde herşeye karşı olan bir grup var. Bir milletvekilimiz işçilerin işten çıkarılması ile ilgili olarak Meclis’te de konuştu. Bir fabrikanın yapılmasına karşısınız, açılmasına karşısınız, o fabrikanın çalışmasına karşısınız ama diyorsunuz ki, ‘işçileri çalıştır’. Bu olmaz ki. Bu mantığa ters. Mahkemeler nedeniyle orada bunca zamandır bir ilerleme kaydedilemedi. Hattat Holding mahkemelerle uğraştı, uğraştı en sonunda da böyle bir darboğaza girdi. İnşallah da kurtulur. İnşallah istediği kredileri bulur ve arkadaşlarımız orada ekmeklerini yer.
“Asıl düşünmemiz gereken devletin parası”
Bir de Sayın Aysu Bankoğlu, Bartın Devlet Hastanesi’ndeki laborantların işlerine son verilmesi ile ilgili konuyu Meclis’te gündeme getirmiş. Şimdi sözleşmeli olan bir personel, Neticede kadroya geçmemiş 21 kişi. Onlardan da her halde 4-5 kişi işlerine devam ediyor. 17-18 kadar işten çıkarılan var. Biz kimsenin işten çıkarılmasına sevinmeyiz. AK Parti iktidarı istihdam konusunda gerçekten çok başarılı. Mesela geçmişte Bartın’da Organize Sanayi Bölgesi’nde kaç tane fabrika vardı, bugün kaç fabrika var. Bütün bunları bilmemiz lazım. Oradaki konu Başhekimin ve İl Sağlık Müdürü’nün bilgisi dahilinde. Evet, işçi kardeşlerimizi düşünüyoruz ama orada asıl düşünmemiz gereken devletin parasıdır. Türkiye genelinde sadece biz işçi ile birlikte tomografi hizmetini satın almışız. Bundan dolayı geri adım atıldı.
“Bartın’ın sorunlarının çözüldüğü bir seçim olsun”
İnşallah önümüzdeki yerel seçim, ırmak ıslahının bitmesine, otopark sorununun çözülmesine, trafik sorunun çözülmesine, çevre yolunun bitmesine, hastanenin bitmesine ve güzel lüks otellerin Bartın’a gelmesine ve ilk etapta 30 bin öğrencinin Bartın’a gelmesine vesile olur. Benim gönlümden 50-60 bin geçiyor ama… Bartın bir öğrenci kenti olsun, turizm kenti olsun. Çünkü, Bartın nereye giderseniz gidin, ben 16 ülkede çoğunda yarı yarıya bazılarında 2-3 şehir gezdim, Bartın gibi bir şehir yok. Bartın gerçekten çok güzel. Kentimizin kıymetini bilmemiz lazım. Bartın güzel hizmetler bekliyor. Bu yerel seçim, Bartınımız açısından umud ediyorum ki bir dönüm noktası olur. Bartın hedefine ulaşır. Mesela; Çatmaca Kavşağı, Kemerköprü… Bugün biz partinin önünden aracımıza bindik o güzergahtan çıkıncaya kadar yarım saat geçti. Bu bir çiledir. İnşallah Trafik Komisyonu da bunun önlemini alacaktır. Evet, bizim sorunlarımız var. Ama bunlar çözülecektir. Sorunlar bittiği zaman zaten hayat da biter. Sorunlar olacak ama Bartın bu sorunların altından kalkacak bir partiyi bu seçimde getirecektir. Yerel seçimlerin Bartınımıza ve ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Seçim atmosferi gelip geçicidir. Dostluklarımız bakidir. Bizler projelerimizi söyleyelim, nezaket kurallarına uyalım. Birbirimizi kırmadan dökmeden şu seçimi atlatalım. Türkiye’de birlik, beraberliğe ihtiyaç var.
“Nereden nereye geldiğimizi dünya gördü”
Bundan 16-17 yıl evvel, bırakın Ortadoğu ajanını, Amerika’nın bir hayvanını dahi sorgulayamaz bir devletten Ortadoğu’nun en büyük ajanını alıyorsunuz, 2-2.5 yıl hapis yatırıyorsunuz. Ona 3 yıl 4 ay gibi bir ceza veriyorsunuz ve o buradan kaçarak kendi ülkesine gidiyor. Nereden nereye geldiğimizi dünya gördü, Türk milleti gördü.
“Devlet olmazsa hepimiz bir hiçiz”
Son zamanda medya üzerinden emeklilik ile ilgili olarak da partimize yüklenmeler var. Bu emeklilik kanunu 1999 yılında çıkmış bir kanun. Ben de emekli değilim. Almanya’da 67 yılında emekli olacağım. Biz Almanya’dan çok mu zenginiz? Almanya şimdilerde 70 yaşında emekliliği düşünüyor. Emekli olmak her şeyden kurtulmak manasına da gelmiyor aslında. 38 yaşında 40 yaşında emekli mi olur? Yani sen 40 yaşında emekli olacaksın, 40 sene devlet seni besleyecek… Böyle bir şey olamaz. Bu mantığa da ters. Günübirlik düşünmeyelim. Kendimizi düşünmeyelim, devletimizi düşünelim, milletimizi düşünelim. Çünkü devlet olmazsa hepimiz bir hiçiz. Elbette bizim kendi içimizde bir çekişmemiz vardır. Bunu içimizde yapalım. Dış güçlerin oyununa gelmeyelim. Dışarısı bizi sevmez. Çünkü biz Türkiye Cumhuriyetiyiz. Dünya 5’ten büyüktür diyoruz. One munite diyoruz. Bütün haksızlıklara karşı Elif gibi dimdik ayakta duran bir lidere sahibiz. Bu liderin arkasında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları dış güçlere karşı bin bütün olarak arkasında durması lazım. Ki şunu da söylemek isterim. Aziz Türk milleti, Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısı sonrasında döviz bürolarında, bankalarda dövizlerini bozdurdu. Devletine sahip çıktı. İnsanı duygulandıran şeyler bunlar. Gerçekten bizim milletimizin merhameti ve sağduyusu çok güçlü. Biz biriz ve beraberiz. Dışarıya karşı birbirimizi her zaman koruyup kollamamız lazım. İçimizdeki çekişmeler olabilir. Onları da nezaket kuralları içinde karşılamamız lazım.”