O gece yükselen salaların, aydınlığın müjdecisi olduğunu kaydeden Kalaycı, zaferdeki en büyük payın şehitlerimizin ve gazilerimizin olduğunu söyledi. Kalaycı, “15 Temmuz ruhu bu topraklarda diri olduğu müddetçe hiçbir güç milletimizi esir alamayacak, bir daha asla iradesine el uzatamayacaktır. Yeni dönemde Türkiye, 2023 hedefleri, 2053 ve 2071 vizyonu doğrultusunda yoluna kararlı bir şekilde devam edecektir” dedi.
Kalaycı, il ve ilçe teşkilatlarının yöneticileri ile TBMM’nin 27. Yasama Dönemi 2. Yasama Yılı’nın ilk grup toplantısına katılmak üzere gittikleri Ankara’daki temasları hakkında yazılı bir açıklama yaptı. AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç’a gösterdiği misafirperverlikten ötürü teşekkür eden Kalaycı, Tunç ile birlikte 15 Temmuz hain darbe girişiminde bombalanan Gazi Meclis’i gezdiklerini kaydetti. Tjunç’un kendilerine TBMM Genel Kurul Salonu, Kulisler ve diğer bölümlerle ilgili bilgi ayrıntılı bilgiler verdiğini de kaydeden Kalaycı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme imkânı bulabilmekten de duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kalaycı, açıklamasını şöyle sürdürdü:
İftihar silsilesinin son halkası
“15 Temmuz hain darbe girişiminde bombalanan bölümler bize her şeyi gösteriyor. 15 Temmuz bu milletin hainlere karşı kazandığı bir zaferdir. Milletlerin tarihlerinde kader anları, dönüm noktaları vardır. Bu kritik anlardaki tavır ve duruşlarıyla toplumlar, geleceklerine yön verir; millet olmanın, kardeşliğin, aynı kaderi paylaşmanın şuuruna varır. Anadolu'yu vatan kıldığımız Malazgirt zaferi, Peygamber Efendimizin müjdesine mazhar olduğumuz İstanbul'un fethi, dünyanın en güçlü ordularını dize getirdiğimiz Çanakkale zaferi, tüm yokluk, yoksulluk ve imkânsızlıklara rağmen zaferle taçlandırdığımız İstiklal Harbi, bizim tarihimizin köşe taşlarıdır. İkinci yılını idrak ettiğimiz 15 Temmuz destanı ise bu iftihar silsilemizin günümüzdeki son halkasıdır.
Salalar aydınlığın müjdecisi oldu
15 Temmuz’un izlerini TBMM’de gördük. O gece milletimiz, tıpkı bir asır evvel Çanakkale'de, İstiklal Harbi'nde olduğu gibi bağımsızlığına, onuruna ve istikbaline kast eden elleri kırarak, bir kez daha iradesine sahip çıktı. Kadını erkeği, genci yaşlısıyla Türk Milletinin her bir ferdi, o gece tüm farklılıkları bir tarafa bırakarak, yekvücut halinde FETÖ'nün işgal teşebbüsünü püskürttü. Siyasi tarihimizin en büyük ihanetlerinden biri, milletimizin fedakârlığı, cesareti ve mücadelesi sayesinde demokrasi zaferine dönüştü. Karanlığın ülkemizin üzerine bir kâbus gibi çöktüğü o meş'um gecede, minarelerden yükselen salalar, aydınlığın müjdecisi oldu. Vatan topraklarının şehit kanlarıyla sulandığı o gece sabaha dönerken, güneş sadece bir sonraki günü değil, milletimizin geleceğini de aydınlatarak doğmuştur.
Zaferde en büyük pay, şehit ve gazilerimizin
‘Şehitler ölmez, vatan bölünmez’ nidasıyla, ‘Bayrak inmez, ezan susmaz’ diyerek, tekbirlerle en modern silahların üzerine yürüyen bir milletin esir edilemeyeceğine, o gece tüm dünya şahit oldu. Şüphesiz bu zaferde en büyük pay sahibi ‘Gün, vatana sahip çıkma günüdür’ diyerek tanklara, uçaklara, ölüm kusan silahlara meydan okuyan aziz şehitlerimiz ile gazilerimizdir. Bu düşüncelerle bombalanan bölümlerde şehitlerimizi bir kez daha rahmetle, özlemle ve şükranla yâd ettik.
İmtihanı alnımızın akıyla verdik
15 Temmuz gibi felaketler, ülkelerin ve milletlerin birliklerinin, beraberliklerinin, dayanışmalarının, maziden atiye uzanan ortak değerlerinin adeta test edildiği imtihanlardır. Hamdolsun biz devlet ve millet olarak bu imtihanı alnımızın akıyla verdik. Artık ülkemiz üzerinde karanlık emeller besleyenlerin, bunun için kanlı senaryolar yazanların, kendilerine ihanet ortakları devşirenlerin işi çok daha zordur. 15 Temmuz gecesi dökülen şehit kanları bağımsızlığımızı korumanın yanında ülkemizin önünde yeni kapılar açtı. Karanlık bir gece, Türk Milleti için asırlara sari aydınlık bir geleceğe vesile oldu. Bugün 15 Temmuz öncesine göre her açıdan daha güçlü, daha dirayetli, daha demokratik bir Türkiye var. 15 Temmuz ruhu bu topraklarda diri olduğu müddetçe hiçbir güç milletimizi esir alamayacak, bir daha asla iradesine el uzatamayacaktır. Yeni dönemde Türkiye, 2023 hedefleri, 2053 ve 2071 vizyonu doğrultusunda yoluna kararlı bir şekilde devam edecektir.”