Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü kapsamında yaptığı açıklamada, Türkiye'de çocuk işçiliğinin iktidar eliyle sistematik hale getirildiğini savundu. Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) üzerinden çocukların ağır iş koşullarına mahkûm edildiğini belirten Bankoğlu, bu merkezlerin “eğitim” adı altında iş cinayetlerine zemin hazırladığını dile getirdi.
Bankoğlu açıklamasında, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2024 yılında ülkede 869 bin çocuğun çalıştırıldığını ancak gerçek sayının bunun çok üzerinde olduğunu belirtti. Çocukların ağır ve güvencesiz koşullarda çalıştırıldığını ifade eden CHP’li vekil, MESEM uygulamalarının çocuk işçiliğini meşrulaştırdığını kaydetti.
Milletvekili Bankoğlu'nun açıklaması şöyle:
“Çocuk işçiliği, dünyada ve ülkemizde en yaygın çocuk hakları ihlallerinden biri olmaya devam ediyor. Son zamanlarda sayısı gittikçe artan çocuk işçiliği, 18 yaş altındaki çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini körelten, fiziksel ve zihinsel gelişimlerini engelleyen tüm zararlı işler olarak tanımlanmaktadır. Dünya genelinde yaklaşık her on çocuktan biri çalıştırılmaktadır. Özellikle Kovid19 salgınının etkisiyle tüm dünyada çocuk işçilerin sayısı bir hayli arttı. Ülkemizde de bu tablo hem salgın hem deprem hem de işgücündeki düşüş nedeniyle çocuklar açısından oldukça kötü. Yoksulluk arttıkça çocuk işçiliği de artış göstermektedir. TÜİK verilerine göre Türkiye’de 2024’te çalıştırılan çocuk sayısı 869 bin oldu. Bu sayının milyonları bulduğunu tahmin etmek zor değil. Üstelik çocuk işçilik, “eğitim faaliyeti” adı altında devlet eliyle meşrulaştırılmaktadır. MESEM adı altında “yaşam boyu öğrenme”, “çıraklık”, “mesleki eğitim” denilerek çocuklar şantiyelere, inşaatlara, fabrikalara yollanıyor ve oldukça zor şartlar altında, kanunlara aykırı şekilde, güvencesiz ve güvensiz ortamlarda çalıştırılmaktadırlar.
“AKP’nin Türkiye Yüzyılında Çocuk İş Cinayetleri Olağan Hale Geldi”
MESEM’lerde uzun süreli çalışma saatleri ile iş güvenliği ve ekipmanlarının olmadığı koşullarda çocuklar adeta ölüme yollanıyor. İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre ise 2013-2024 yılları arasında en az 742 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. 2024'te bu sayı 71 olarak kayıtlara geçti. Bu yıl içerisinde de çocuk iş cinayetleri tablosu bir hayli ağır. Artık çocuk işçiliğini değil, çocuk iş cinayetlerini konuşuyoruz. Bir çocuğun makineye kolunu kaptırması, inşaattan düşmesi, halat kopması gibi nedenlerle ölmesi, AKP’nin Türkiye Yüzyılı’nda olağan hale gelmiştir. Hanehalklarının giderek yoksullaşması, eğitim sistemindeki kronik sorunlar, diplomalı işsizliğin artması gibi nedenlerle aileler çocuklarını bu merkezlere yönlendirmek zorunda kalıyor. Hiçbir denetimin yapılmadığı bu merkezlerde, denetim görevi kağıt üstünde öğretmenlere bırakılıyor. MESEM’ler üzerinden patronlar hem çocukları sömürüyor, hem de iş maliyeti azaldığı için ciddi kârlar elde ediyor. Bu kirli düzenin mimarı AKP’dir. “Çocuklarımız geleceğimiz” mottosuyla çocukları küçük yaşta bu çarkın içine sokarak onları birer köle haline getirmek hedeflenmektedir. Bu iktidar çocukların düşük maaşlarla, uzun saatler boyunca, en zor şartlarda çalışmasını meşrulaştırmaktadır.
“Şantiye Değil, Okul. İş Değil, Oyun!”
Çocuk işçiliğinin bitirilmesi, çok boyutlu bir konu olup özünde çocukların ve ailelerin refahlarının artırılmasıyla mümkündür. Çocuklara yönelik sosyal koruma programları oluşturulmalı; eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlere erişim için yeni politikalar uygulanmalıdır. Çocukların, devlet yönetimi düzeyinde tüm sosyo-ekonomik planlamaların merkezinde olması gerekmektedir. Ve en önemlisi ölüm merkezleri olarak MESEM’ler kapatılmalıdır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi temelinde UNICEF ve ILO gibi uluslararası kuruluşların sahada yaptığı gözlemler sonucunda mevsimlik tarım işleri, küçük ve orta ölçekli sanayi işletmeleri ve özellikle sokakların denetimi de bu yönde artırılmalıdır. Sosyal devlet ve toplum, çocuklara sadece haklarını teslim etmekle değil, onlara potansiyeli çerçevesinde sağlıklı ve mutlu bir yaşam sunmakla da mükelleftir. Çocuklar için “iş öğreniyor”, “tarlada çalışıyor” gibi süslü cümlelerle işçiliğini meşrulaştırmaktan ziyade çocuğun şantiyeler değil okulda; işte değil oyunda olması fikrini benimsemek gerekiyor. Biz, CHP olarak, çocuk hakları ihlallerini, sadece işçilik düzleminde değil, istismar, şiddet gibi konularla da engellemek adına mücadelemizi sürdüreceğiz. Çocuk işçiliğine karşı en güçlü yaptırımların uygulanmasını savunmaya devam edeceğiz.”
Haber Merkezi